Pınar Selek
Kitaplar


17.05.2018 - Adalet Çavdar - Gazete Duvar
Varoluşa dair umutlu bir neden ve bir inanç bulmak sanırım uzun zamandır pek çoğumuz için oldukça zor. Ara ara bulduğumuz bazı nedenlere sıkıca sarılır olsak dâhi sonrası nedense hep bir hayal kırıklığı. Oysa başka bir hayatın mümkün olduğuna bundan on beş yıl önce daha çok inanıyorduk sanki. 2000’li yıllar nedense eskisinden çok daha fazla tuzaklarla dolu oldu. Çok uzun zamandır bir nevi köleleşip robotlaştığımızı düşünüyorum. Nedenler ve niçinler birbirine karışmış durumda. Pınar Selek’in yeni romanı Cümbüşçü Karıncalar okuruna adeta bir öneri sunuyor. Az çalışıp, az kazanıp, çok daha az harcayıp kalan zamanımızı kendimiz ve bizim gibiler için harcayarak, yaşam için gerçekten zaman bırakarak yaşanabilir mi? Dayanışma duygusu ya da hep beraber delirebilme lüksü bir küçük topluluğu kendince bir topluma çevirebilir mi?
devamı...

K24 - 17.05.2018
Pınar Selek'in yeni romanı Cümbüşçü Karıncalar yarından itibaren raflarda ama önce romandan tadımlık bir bölüm K24 sayfalarında...
devamı...

Karin Karakaşlı - Agos Kitap - 16/05/2014
7-11 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen ‘Günümüz Dünyasında Şiddet, Siyaset ve Sürgün/Sürgünü Bozma’ konulu uluslararası konferans meseleyi dünyadaki farklı deneyimler üzerinden ele aldı. İşte şimdi bir hayli ses getiren bu konferans vesilesiyle yayımlanan özel bir kitap da konuyu daha derinlemesine düşünmek için bizlere bir fırsat sunuyor.
devamı...

Güneş Yücel - İyi Kitap, Sayı 49 - 15/03/2013
Sosyolog, araştırmacı ve yazar Pınar Selek’in çocuklar için kaleme aldığı Siyah Pelerinli Kız masalı, çocuk edebiyatında çokça yer alan cadı imgelemini yeniden yorumluyor. İyinin, kötünün, umudun ve düş kırıklığının birlikteliğinde kurgulanan masal, çocuklar kadar yetişkinlerin dünyasına da açılıyor.
devamı...

Emek Erez-Radikal Blog-04/02/2013
Pınar Selek feminist bir pencereden erkeklik durumuna bakmak için yazdım dediği “Sürüne Sürüne Erkek olmak” kitabında kendisini bu araştırmayı yapmaya iten sebebi şöyle anlatır; “ Titredim. Ülker sokak’ ta travestilerin camlarını indiren ortalığı ateşe boğanların bakışlarını hatırladım hemen, ve Bursa’ da “trolara ölüm..” diye bağıran taraftarların yüz ifadelerini … Sonra “akıllı ol..” üslubuyla gerilen suretler ve kadınların iyi tanıdığı başka anılar üşüştü zihnime…” evet kültürel olarak erkek olmanın anlamı tartışma gerektirmez biçimde budur, erkekler kendi dışlarındaki diğer cinsiyetlere kadına, travestiye, lezbiyene hep bir hınçla “akıllı ol” derkenki üsluplarıyla bakarlar, ayrıca bu onların kendi iktidarlarını korumaları için yapmaları gerekendir, çünkü onları erkek yapan bu kültürdür… ve de onlar vatan ve namus bekçileridirler…
devamı...

Defne Gürsoy - Birgün - 07/03/2012
Pınar Selek'in ilk Fransızca kitabı, "Loin de chez moi… mais jusqu'ou? Evimden uzakta… Ama nereye kadar?" bugün iXe yayınlarından çıkıyor
devamı...

Karin Karakaşlı - Sabah Kitap - 17/02/2012
Bazen değişmeyen şeylerle ödeşebilmek için geçmişten gelen bir sese ihtiyaç olur. Şiddetin her türünün olağanlaştığı bugünlerde, on beş yıl öncesinden gelen bir kitap işte tam da bu gaflet uykularından bizi uyandıracak o billur sesin işlevini görüyor. Sosyolog yazar Pınar Selek’in bir alt kültürün dışlanma mekânı olarak Ülker Sokağı ele aldığı Maskeler Süvariler Gacılar araştırma kitabı üçüncü baskısıyla bu kez Ayizi Yayınları’ndan bir kez daha bizlerle buluştu.
devamı...

Sema Aslan - Express - 25/08/2011
Uğradığı akıl almaz haksızlığa karşı üç beraatle adalet mücadelesi varen Pınar Selek, başlı başına bir işkenceye dönüşen ve 13 yıldır bitmek bilmeyen kabusa her defasında ürterek cevap verdi. Selek, bu süreçte onlarca makale, inceleme kitapları, masallar ve son olarak bir de roman yayınladı.
devamı...

Mustafa Sütlaş-Bianet-11/06/2011
"Polyannacılık" oynayarak yalnız olumlu yanlara bakmak ya da olumsuzluklara gözlerini kapamak yaşama "pozitif bakmak" sayılmamalı. Bu "tek gözle bakmak" ya da yaşamın bir bölümüne gözünü kapatmak olurdu.
devamı...

Karin Karakaşlı - AGOS KİRK-13/05/2011
Pınar Selek’in ilk romanı Yol Geçen Hanı, çoklu anlatıma dayanan dinamik kurgusuyla hayatın ritmini ve zenginliğini yakalıyor
devamı...

Ayşin Altun - www.sisifos.org
Pınar Selek’in son, Şahmeran çocuk dizisinin dördüncü kitabı “Siyah Pelerinli Kız” benzer bir soruyu soruyor. Neden bütün masallarda kötülüğün kaynağı cadılar? Peki bu kadınlar neden cadı olmuşlar? Bütün cadılar çirkin ve kalpsiz mi? Kötü cadılar hep çirkin ve kadın olmasa, kahramanlar hep yakışıklı prensler olmasa, prensesler de hep sarışın güzel olmasa olmaz mı?
devamı...

Açık Radyo - 05/05/2011
Pınar Selek Açık Dergi’de konuğuydu. Gözde Kazaz, Pınar Selek'le, İletişim Yayınları tarafından yayımlanan ilk romanı Yolgeçen Hanı hakkında sohbet etti.
devamı...

Cumhuriyet - Meltem Yılmaz
Yolgeçen Hanı, arayışla iç içe geçmiş bir kaçışın hikayesi.
devamı...

Millliyet Cadde
Yolgeçen Hanı, Pınar Selek'in darbe sonrası yılların acılarını anlattığı ilk romanı.
devamı...

Metin Under - Radikal Kitap - 22/04/2011
Gitmek isteyip gidemeyenler, vazgeçenler, dönmek isteyenler, sıkışıp kalanlar ve tüm cazibesiyle insanı farklı dünyalara çağıran büyük yolculuklar. Arayış romanlarının iyi bir yerli örneğiyle daha karşı karşıyayız. Sosyolog Pınar Selek, ‘Yolgeçen Hanı” adlı ilk romanında dört gencin, İstanbul’un en eski semtlerinden Yedikule panoramasında kesişen kimlik arayışlarına odaklanıyor. 1980 Darbesi olduğunda 15 yaşında olan Elif, eczacı babası Cemal Bey’in politik nedenlerle cezaevine girmesiyle Adana’ya dayısının yanına yerleşiyor. Hayatı beraber tanımaya başladığı aşkı Hasan ise Fransa’daki konservatuvar sınavlarını kazanıp Paris’e gidiyor ve yeni bir hayata başlıyor.
devamı...

Elif Tanrıyar - Sabah - 02/05/2011
Sosyolog Pınar Selek ilk romanı Yolgeçen Hanı ile karşımızda. Ama kurgusundan diline dek ustalığıyla ilk olduğunu hissettirmeyen, ustalık işi bir roman bu. 20 seneye yayılan bir zaman diliminde, dört gencin hikayesini anlatan Selek, esas olarak zengin karakterleri ve sosyolog kimliğinden de gelen birikimiyle Türkiye'nin yakın tarihini de anlatıyor. Yedikule'de geçen öyküsü aracılığıyla, semtin asırlardır süren kozmopolit yapısının da yardımıyla, mahalle atmosferinde adeta bir mikro Türkiye panoraması sunuyor.
devamı...

Evrensel - 01/04/2011
Pınar Selek'in, darbe sonrası yılların acılarını hayatın canlılığıyla sarmalayarak anlattığı ilk romanı Yolgeçen Hanı, çıkıyor.
devamı...

Adalet Cingöz - Sabah - 02/05/2011
Pınar, her zamanki gibi ağız dolusu, içten gülümsüyor. Yeni romanı Yolgeçen Hanı'yla ilgili röportajlar veriyordu. Ne üretken bir ruh...Edebiyat alanı da akademik dünyada olduğu gibi onu büyük bir konukseverlikle ağırlayacak eminim.
devamı...

Çiçek Tahaoğlu - Bianet - 22/04/2011
Pınar Selek'le İstanbul'da buluşup, yeni romanı Yolgeçen Hanı hakkında konuştuk. Yolgeçen Hanı 12 Eylül sonrası kesişen arayışları, dostluğu ve dayanışmayı anlatıyor.
devamı...

Cumhuriyet - 28/04/2011
"Yolgeçen Hanı", Pınar Selek'in darbe sonrası yılların acılarını, tüm renk ve sesleriyle hayatın ve insanların canlılığına sarmalayarak anlattığı, gücünü, samimiyetinden ve doğallığından alan ilk romanı.
devamı...

Bugün
Pınar Selek'in darbe sonrası yılların acılarını anlattığı ilk romanı Yolgeçen Hanı, Nisan'da İletişim Yayınları'ndan çıkıyor.
devamı...

Milliyet Kitap - Karin Karakaşlı - 18/04/2011
Bütün karakterler sanki yazarları aracılığıyla aynı büyük talebi haykırıyor kendileri ve bütün insanlık adına; "Başka türlü bir şey benim istediğim."
devamı...

Cumhuriyet Kitap - 28 Nisan 2011
Pınar Selek'in ilk romanı Yolgeçen Hanı, Nisan'da İletişim Yayınları'ndan çıkıyor.
devamı...

Kent
Pınar Selek'in darbe sonrası yılların acılarını hayatın canlılığıyla sarmalayararak anlattığı ilk romanı Yolgeçen Hanı, Nisan'da İletişim Yayınları'ndan çıkıyor.
devamı...

Karin Karakaşlı / Milliyet Kitap
“Yeşil Kız” masalı, bir evrimle ve büyüme hikâyesi olarak da okunabilir. Pınar’ın masallarında tüm doğa canlıları konuşur ve farklı seslerle hayatın ne denli değişik yollardan yaşanabileceğini anımsatır bizlere. Bir de hepimizin nasıl da birbirine bağlı olarak bu hayatı yaşadığımızı. Güvercinler, flamingolar, tavuklar, hindiler, devekuşları, çocuklar, kurbağalar, yaşlılar hepsi de sonuçta tek bir şeyin arayışındadır: sevgi ve güven, çünkü hayat dediğin, tam da bu değerlerle kuşatıldığında hakkıyla yaşanır hale gelir.
devamı...

Evrensel
Yaptığı araştırmalar ve bu araştırmaları içeren kitaplarıyla kamuoyunca yakından tanınan Sosyolog Pınar Selek’in, bir süre önce Su Damlası ile yarının büyüklerinin dünyasına başlattığı yolculuk, Yeşil Kız adlı masal kitabıyla devam ediyor. Özyürek Yayınevi tarafından hazırlanan bir seri arasından yayınlanan Yeşil Kız, toplam iki masaldan oluşuyor.
devamı...

Zeynep Özdal / AGOS

Küçücüktük ve dünyayı öğrenmeye çalışıyorduk. Neydi bu dünya? Nasıl yaşardı insanlar? Sorular sorduk, masallar dinledik. Masallardan öğrenirdik ağaçları, ismini hiç duymadığımız hayvanları, iyiliği, kötülüğü, dostluğu, düşmanlığı. Kocaman ormanları, ormanda yaşayan tavşanları, kurtları, kuzuları hep masallarda tanıdık. Hiç sorgulamadan yıllarca dinledik anlatılanları. Sorgulasak da yaşımız nedeniyle pek dikkate alınmadık sanırım.
devamı...

Birgün - 30/06/2010
Özgün araştırmalar içeren kitapları ve verdiği hukuk mücadelesiyle tanınan, ‘Sürüne Sürüne Erkek Olmak’ kitabıyla Duygu Asena Ödülü’nü alan Sosyolog Pınar Selek’in küçüklerin dünyasına girmek için başlattığı yolculuk, ‘Yeşil Kız’ adlı masal kitabıyla devam ediyor. Özyürek Yayınları’nca çıkarılan kitap, iki masaldan oluşuyor. Selek, kitabında kuşlarla yaşlı nine ve torunu Yeşil Kız’ın ilişkisi üzerinden birbirini anlama, özgür olmanın değeri ve birbirine güven önemine göndermeler yapıyor.
devamı...

Karin Karakaşlı
Zamana direnen şeyler de var. Kıymetini tam da o direnç duygusundan alan şeyler... Masallar da zamandan bağımsız varlıklarıyla en direngen hayat öğelerinin başında geliyor. Teknoloji ve oyuncak sektörü ne denli gelişirse gelişsin, çocuklar yine de kulaklarına fısıldanan masallarla uyumayı istiyor hâlâ. İyi ki de öyle. Masala âşık, hayatı da masal gibi yaşamaya tutkun Pınar Selek, üçüncü masal kitabı Yeşil Kız ile bir kez daha kendi masallarını anlatıyor. Çünkü bazen böyle olur; masal dinlemek değil, masal yazmak istersin. Kendi masalını...
devamı...
Can Özelgün / Türkiye NEWSWEEK

Bir varmış bir yokmuş, bir ülkede çocukların söylediği büyüklere ilham olmuş; onlar dönmüş çocuklara masal olmuş.
devamı...
Askerlik: bir “erkeklik laboratuarı”... “Erkek olarak pişme”nin zorunlu durağı... Her vesileyle kanıtlanması, savunulması, teşhir edilmesi gereken erkek kimliğinin bütün boyutlarıyla sınandığı ve bilendiği bir deneyim... Pınar Selek, farklı sosyal koşullardan çok sayıda erkeğin askerlik deneyimleri hakkındaki anlatımlarına dayanan araştırmasında, bu deneyimin erkek kimliğini inşa edici işlevini yorumluyor. devamı...
Barış mücadelesinin ve genel anlamda tüm sol muhalefetin yaşadığı sorunların da ele alındığı "Barışamadık", sol muhalelet kurumlarına ve yöntemlerine yönelik eleştirel argümanlarıyla olduğu kadar savaşın, şiddetin ve gözyaşının hiç eksik olmadığı uzak-yakın tarihimize bakışıyla da önemli ve önemsenmesi gerekli bir çalışma. devamı...
Bu kitap, 1996 tarihinde İstanbul´da düzenlenen Habitat II´nin hemen öncesindeki günlerde, Cihangir´deki Ülker sokakta travestilere ve transseksüellere karşı uygulanan şiddetin öyküsünü anlatıyor. Cihangir´in bu sokağından atılarak başka semtlere taşınmak zorunda bırakılan travesti ve transseksüeller daha sonra sadece ölümlerle gündeme geldiler. Bir yılı aşan bir sürede 13 kişi hayatını kaybetti. devamı...
"Tüm gökler ve topraklar için, onlara tahakküm edenleri bir defada değiştirmek -bunu yapabilmek için, biz isimsizler, yüzü olmayanlar, kendini ele verenler, "profesyonel umutlular", biz, dağda olanlar, adımları karanlık olanlar, biz, saraylarda sesi olmayanlar, özel arazilerde yabancı olanlar, her zaman ölü olanlar, tarihin mülksüzleri, vatansızlar, geleceksizler, taze öfkenin sahipleri, keşfedilmiş hakikatin sahipleri, nefretin uzun gecesine uzanmış olanlar... devamı...
Masallar hep çocuklara mı anlatılır? Zannederler ki insanlar büyüdükçe, masallara kulak vermez olurlar... Öyle değil. Büyükler de masallara ihtiyaç duyar. Size bir şey söyleyeyim mi? Masalını kaybeden insan, hayallerini de kaybeder... Ben de büyüdüm. Yıllar çok hızlı geçti. Oyunlardan daha bıkmamışken, bir baktım ağır yüklerin altındayım. devamı...
İnci Asena / Milliyet SANAT

Pen Duygu Asena Ödülü'nü Pınar Selek'in aldığını öğrenince nasıl sevindim bilemezsiniz. Pen-Duygu Asena Ödül heykelciliğini elinde tutmayı en hak eden insanlardan biri değil mi Pınar Selek! Ben de öyle düşündüğüm için ödülü, şu sıralar bursla Almanya'da bulunan Pınar'a elimle vermeyi, sonrada birlikte bir fotoğraf çekilmeyi çok isterim. Bir takım aksilikler yüzünden heykelciliği alamadım yanıma, gene de yanına gittim Düren'e; Eve döndükten sonran Pınar Selek'in ikinci masal kitabının yayımlandığını öğrendim. "Su Damlası"ydı birincisi; bu yenisinin adı "Siyah Pelerinli Kız". "Su Damlası" masal kitabı çıkmadan önce Pınar bana, "Biliyor musun ben masal anlatıcısıyım," demişti.
devamı...

PEN 2009 Duygu Asena Ödülü sahibi Pınar Selek, yazarlık bursuyla bir süredir Berlin'de. Kendisinden yine "ciddi kitaplar" bekleyenleri şaşırtarak çocuklar için masal kitabı yazan Selek'le CNN TÜRK editörü Reyhan Yıldız konuştu... Pınar Selek: "Benim için masal sevmek, hayat karşısında çocuksu hayretimizi ve hayal gücümüzü korumak demek. Zaten onları kaybettiğinde direnemiyorsun, mücadele de edemiyorsun. Ben şanslıyım…"
devamı...
Sosyolog Pınar Selek'in ikinci masal kitabı, Kadın Dayanışma ve Araştırma Derneği Şahmaran yayınları arasında Çocuk Dizisi içinde yayınlandı. 13 Kitaptan oluşan seri, çocuklara özgürleşmeyi, arayışı, peşin hükümlü olmaktan kaçınmayı, barışçıl olmayı ve sevgiyi öneriyor... Pınar Selek'in ikinci masal kitabı olan "Siyah Pelerinli Kız" da tam bu söylenenleri odağına alıyor. Kitaplar yayınlanır yayınlanmaz, çocukların sıcak ilgisiyle karşılaştı. devamı...
Karin Karakaşlı
“Sürüne sürüne öğrenilen erkeklik, iktidar vaadiyle iktidarsızlığın bir arada deneyimlendiği bir süreç oluyor... Ağlamaması, dişlerini sıkması gerektiğini çocukluğunda öğretmişlerdir ona. Sünnetinde bile gizlemiştir gözyaşlarını. Babası döverken, öğretmeninden şamar yerken, sokakta kavga ederken gözyaşlarını gemlemiş, aksi halde yerin dibine girmiştir. Askerlikte de, akan gözyaşlarına rağmen, ağlamayı unutmaya zorlanır. İnsan ağlamayı unutursa ne olur? Ağlatır.”
devamı...
İpek Çalışlar - Vatan kitap Eki
Askerlik erkekler için hayatın önemsenen duraklarından biri olmuştur. Ağabeyim olmadığı için çocukluğumda dayıların, kuzenlerin, yeğenlerin askerlik çağını endişe ile beklerdim. Oğlan çocuklar büyüyünce kapı arkası fısıldaşmaları başlar, aile fertleri başbaşa verir, uğurlamalar, karşılamalar, izinli çıkmalar evlerin önemli mevzuu haline gelirdi. Beni dizinde hoplatan abilerden birinin öyküsü diğerlerinden farklıydı. Onda askerlik korkusu vardı. İlk gidişinde sanki ayakları geri geri getirmişti onu. Yapamamıştı. Kendisinden beklenen bu devlet hizmetini asla yerine getiremedi. Askerden kaçtı. Yeniden gönderildi, yeniden kaçtı. Kaçtığı için yaptığı hizmet yanıyor o hapse atılıyor, ama bıkmadan usanmadan yeniden kaçıyordu.
devamı...
Kaos GL - 27.09.2009
"Kadın Olma Halleri” başlığı altında Şubat ve Kasım ayları arasında Kaos GL tarafınca düzenlenen ve Heinrich Böll Stiftung Derneği tarafından desteklenen 24 söyleşimizin “erkeklik”e dair olanını Pınar Selek ile 15 Mart tarihinde yaptık. Sohbetimizde bulunamayanlara, bu söyleşiyi biz ulaştırıyoruz. (...)
devamı...
16.07.2009 - Karin Karakaşlı
Küçükken başka evlerin kitaplıklarını, sandıklarını karıştırıp kitaplar bulmaya merakım vardı. Yine kuzenime ait çocukluk kitaplarını karıştırırken Polyanna'yı görmüştüm. Eh, hazır da herkes bu iyimserlik simgesi romandan bahsediyor, başladım okumaya. Ve sonra da ağlamaya. Sonunda Polyanna'nın bu denli gözyaşına yol açmasından şüphelenen büyükler duruma el koydu ve...
devamı...
12.07.2009 - Gülenay Börekçi
Sosyolog Pınar Selek’in (üstte) yazdığı Sürüne Sürüne Erkek Olmak da, Türkiye’de erkek kimliğinin oluşumuna dair araştırmalardan biri. Selek, Almanca’ya da çevrilen araştırması için farklı yaş, meslek, eğitim, inanç ve kültürlere mensup onlarca erkekten askerlik deneyimlerini dinlemiş: Adamdan sayılmak (askerliğini yapabilmek) için hastalığını gizleyenler, görüşmeye gelen eşinin karşısında saçsız kafasıyla utananlar, yaşadıklarını tiyatroya benzetenler, kendisini kepiyle botu arasında sıkışmış hissedenler, babası yerine koyduğu komutanının attığı dayağı olağan karşılayanlar, uğurlama sırasında babasının ilk defa kendisi için ağladığını görüp havalara uçanlar, koğuştaki ilk gecesinde yorganı üzerine çekip ağlayanlar, askerde kendini baba evinden daha rahat hissedenler... Kitapta, erkekler bunları ve çok daha fazlasını anlatıyorlar. - Gazete Habertürk -
devamı...
12.07.2009 - Karin Karakaşlı
Sanıkların öldürülme anı anlatılırken güldüğü, tanık kadının dayanamayıp “Gülmeyin lan” dediği mahkeme salonu... Bir mahkeme salonuna sığan, eninden boyundan çekip daralan memleket. Buldurup kaybettirdikleri değişim umudumuz, belgelerle tescillendikçe meşruiyet kazanan iade-i itibarlar ve tepemizde pis bir kahkaha efekti. Bu memleketin öldürülenlere ve ateşin düştüğü ocaklara can borcu varsa, geri kalan vatandaşlarına da...
devamı...
05.11.2008 - İpek Yezdani

Sosyolog Pınar Selek, “Sürüne Sürüne Erkek Olmak” adlı kitabında ataerkil düzenin şifrelerini çözmek için erkeklerin askerlik anılarını masaya yatırdı. Bir bebekten katil yapan zihniyeti sorgulama çağrısıyla başladı yolculuğum...” Sosyolog Pınar Selek, “Sürüne Sürüne Erkek Olmak” adlı kitabının girişine yazdığı “Yönteme dair” bölümünde yola çıkış motivasyonunun başlangıcını böyle anlatıyor.
devamı...
01.05.2009 - Reyhan Yıldız
Sosyolog Pınar Selek masal kitabı Su Damlası’nı “Masalını kaybeden insan hayallerini de kaybeder” düşüncesiyle yazmış. Hâlâ masallardan güç alan bir kadının kaleminden çıkan kitapta, kitaba adını veren Su Damlası’nın yanı sıra iki masal daha var; Denizkızı ile Balıkçı ve Karganın Sırrı.(...)
devamı...
Gülce Başer
"Egosu sürekli şişirilen ve egemenlik mitleriyle özdeşleşen, bunlara yaklaştıkça alkışlanan erkekler, bir yandan da egemenlik çarklarında sürekli iğdiş ediliyor. Çünkü şiddet kapasiteleri sürekli beslense de, gerçek yaşama tosluyorlar. Hakikatleri eziliyor. Parçalanıyor. Yani sürüne sürüne öğrenilen erkeklik, iktidar vaadiyle iktidarsızlığın bir arada deneyimlendiği bir süreç oluyor." (...)
devamı...
Remzi Altunpolat / KAOSGL - 04 Temmuz 2009
Toplumsal cinsiyete dair eşitsizlikleri anlamak, yalnızca toplumsal cinsiyetin bir yüzünü oluşturan kadınlık ve kadınlar üzerinden değil, daha ayrıcalıklı bir konumu imleyen erkekliğe ve erkeklere bakmakla mümkün olabilir.[1]Erkekler üzerine yapılan çalışmaların tarihi eskilere uzansa da sosyal bilimlerde- biyolojik temelli, normatif bir alana sıkışmış sabit kodlardan hareketle (...)
devamı...
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process