29.04.2011
Sosyolog Pınar Selek ilk romanı Yolgeçen Hanı ile karşımızda. Ama kurgusundan diline dek ustalığıyla ilk olduğunu hissettirmeyen, ustalık işi bir roman bu. 20 seneye yayılan bir zaman diliminde, dört gencin hikayesini anlatan Selek, esas olarak zengin karakterleri ve sosyolog kimliğinden de gelen birikimiyle Türkiye'nin yakın tarihini de anlatıyor. Yedikule'de geçen öyküsü aracılığıyla, semtin asırlardır süren kozmopolit yapısının da yardımıyla, mahalle atmosferinde adeta bir mikro Türkiye panoraması sunuyor. Tüm bu dokuyu dört gencin hikayesinin çevresinde gözlemliyoruz. 12 Eylül'le birlikte babası tutuklandığı için kendini Adana'daki dayısının yanında bulan Elif'in ve Paris'e, konservatuarda okumaya giden aşkı Hasan'ın ilişkisi kesintiye uğrasa da, yıllar sonra yolları yeniden kesişiyor. Babasının hapisten çıkmasının ardından Elif de üniversite için İstanbul'a dönüyor ve annesinin doğduğu semt olan Yedikule'ye taşınıyorlar. Burada tanıştıkları Sema ve annesi Gülcan, babanın açtığı eczane, onlara yeni başlangıçlar getiriyor. Ancak üniversiteye başlamasıyla birlikte devrimci mücadele de Elif'in hayatına giriyor. Öte yandan Hasan Paris'te tanıştığı Ermeni müzisyen aracılığıyla Ermenistan'a dek uzanan bir dostluk kazanıyor.
ELİF İLE HASAN
Bu arada Sema, sevgilisi Salih'le yaşadığı ilişkide bulamadığı tatmini, Elif'in babasının eczanesinde çalışmakta buluyor. Burada tanışıp dost olduğu Ermeni ve Rum esnaf aracılığıyla da hiç bilmediği dramları birinci elden dinlemiş oluyor. Elif idealleri için kendisini terk ettiğinde, babası kızını bulması için Hasan'ı çağırıyor. Hasan, Elif'i ikna edemiyor ama Sema ile dost oluyor. Bu süreç boyunca Sema'nın sevgilisi Salih ise Doğubeyazıt'ta kalan ailesinin geçimini sürdürmek için Ermeni bir marangoz ustasının yanında çalışıyor; ustasının kendisini evlat edinme isteğine ise uzak duruyor. Yıllar geçiyor, mahallede türlü olay yaşanıyor. Bazılarının yolları ayrılıyor, bazılarının birleşiyor. Ve sonunda Sema, yıllar sonra döndüğü Yedikule'de, Salih'in Yolgeçen Hanı ile karşılaşıyor. Selek, yollarda yazdığını, hem kendi hayatında hem pek çok yerde tanıştığı insanlardan biriktirdikleriyle kaleme aldığını söylediği bu çok katmanlı roman, hem dört gencin hem de Türkiye'nin yakın geçmişinin öyküsü olarak okunabilir.
http://www.sabah.com.tr/kultur_sanat/edebiyat/2011/04/29/kimliklerini-arayanlarin-hikayesi
|
|