Kürt halkını ve onun dostlarını suçlamak, sürgüne zorlamak, gözaltına almak, tartaklamak, yerli yersiz yargılamalarla hapse atmak, yüzyıllara varan cezalarla terbiye etmeye çalışmak ve hatta İran’da halen sürdüğü gibi idam sehpasına çıkarmak dünyanın en kolay işlerinden biri olmuştur şimdiye kadar.
Kürtler ve onun dostları söz konusu olunca her şey sağır ve dilsize dönmüştür. Kürtlere ve onun dostlarına yapılan her şey sıradan ve olağan bulunmuştur.
Benim sitemim, Türkiye’deki gülünç ‘adalet’ çarkından ziyade, dünyadaki insan hakları örgütlerine ve kendine hümanist yakıştırması yapan güçleredir.
O örgütler ve güçler ki, Pınar Selek’i çözemeyecek ve ona destek çıkamayacak kadar acizler.
O örgütler ve güçler ki, zamanında buradaki dağlarda çobanların ‘terörist’ diye öldürüldüklerini çoktan unutmuşlar. Yurttaşını ‘malum gazeteci’, ‘malum sendikacı’, ‘malum parti’ diye ayıran bir ülkenin Pınar Selek’i de ‘malum bombacı’ diye ilan edeceklerini tahmin edemiyorlar mı acaba?
Tansu Çiller söylemişti; “Gündem gazetesi çalışanları, ceplerinde gazeteci kimliği bulunan birer teröristtir’
Bu bir kanıttır; Kürde yakın duran herkes ‘terörist’ ilan edilmeyi hak eder. Bu yargının, bu sistemin yarattığı sonuç budur.
Pınar’la kısa bir süre aynı yayın organında çalıştık, o, sadece insanları dinledi ve dertlerini paylaştı.
Onu suçlamak kolay, ama dünyasını yaşamak pek o kadar kolay değil.. Gücünüz varsa dünyasını yaşayın!
Adil Harmancı/Van
Gazeteci