Pınar Selek
Pınar Selek davası ile ilgili Express Dergisi yazdı

EXPRESS DERGİSİ–2009

 

9 Temmuz 1998’de Mısır Çarşısı’nda meydana gelen patlamada 7 kişi öldü, 127 kişi yaralandı.

Olaydan sonra hazırlanan polis raporları şöyleydi:

 

11 Temmuz Polis uzman inceleme raporu: Bomba değil.

13 Temmuz Polis olay yeri ikinci raporu: Bomba değil.

14 Temmuz Kriminal Laboratuar Raporu: Bomba bulgusu yok.

20 Temmuz Polis olay yeri inceleme sonuç raporu: Bomba değil.

 

Araştırmalarından dolayı 11 Temmuz’da gözaltında alınıp örgüt üyeliği iddiası ile hakkında dava açılan Pınar Selek, yaklaşık bir bucuk ay sonra yalnızca Abdülmecit Öztürk’ün poliste verdiği ifadeye dayanılarak Mısır Çarşısı patlamasıyla ilişkilendirildi. 15 Ağustos’ta polis ifade tutanağında Mısır Çarşısı’na bombayı Pınar Selek’le birlikte koyduklarını beyan eden Abdülmecit Öztürk, 18 Ağustos’ta savcılık ifade tutanağına, Mısır Çarşısı ile ilgili hiçbir ilgisi ve bilgisi olmadığını geçirtebilmiştir. Bu ifadenin altına Savcının imzasının olmadığı bir bölüm eklenerek polisteki ifadesi kabul ettirilmiştir.

Mısır Çarşısı’ndan iki gün sonra gözaltına alınmasına rağmen Pınar Selek’in polis sorgusunda ise Mısır Çarşısı ile ilgili tek bir soru sorulmadı, işkence altındaki ifadesinde dahi bu olayla ilgili hiçbir beyanı bulunmuyor. Pınar Selek’e Mısır Çarşısı ile ilgili yapılan suçlamanın tek nedeni Abdülmecit Öztürk’ün soruşturma aşamasında alınan ifadesidir. Abdülmecit Öztürk, duruşmanın başından sonuna kadar Pınar Selek’i tanımadığını, ifadesinin işkence altında alındığını defalarca açıklamıştır.

 

22 Aralık 1998 tarihinde Abdülmecit Öztürk ve Pınar Selek hakkında Mısır Çarşısı’na bomba koymaktan dava açıldı.

 

Dava kapsamında patlamanın nedenini araştıran çok sayıda inceleme ve bilirkişi raporu hazırlandı:

2 Kasım 1998 Savcılık bilirkişi raporu: Nitroselüloz kalıntıları var.

15 Haziran 2000 İstanbul Üniversitesi Analitik Kimya Anabilim Dalı Başkanı Reşat Apak’ın raporu: Nitroselüloz bir çok maddede bulunur, bomba olduğunun kanıtı değildir.

27 Temmuz 2000 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Raporu: Ölenlerin bedenlerinde parça tesirli bomba etkisi bulunmamıştır. İddia edildiği gibi bomba kesinlikle olamaz.

21 Aralık 2000 Mahkemenin tayin ettiği üç uzman profesörün raporu: Kesinlikle bomba değil, tüp gaz kaçağı.  

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli, olay yerinde inceleme yapan bomba uzmanlarının amiri, 05 Temmuz 1999 tarihinde Mahkeme huzurunda verdiği ifadesinde “… patlamanın bomba olamayacağını, herhangi bir bomba izine rastlamadıklarına, tüp gaz kaçağı tabana yayıldığı için böyle bir patlamayı yapabileceğine, bomba patlasaydı en az yarım metre çukur oluşturacağını, olayda böyle bir çukur tespit edemediklerini” belirtmiştir.

Mahkeme, 22 Aralık 2000’deki duruşmada raporlara dayanarak Pınar Selek için tahliye kararı verdi. 

 

Tahliyeden sonra Emniyet Genel Müdürlüğü, mahkemenin talebi olmadığı ve kendisinin de böyle bir yetkisi olmadığı halde uygulamada görülmemiş bir şekilde Mahkemeye, patlamanın bomba sonucu olduğuna dair bir değerlendirme raporu göndererek, Mahkemenin dosyayı tekrar bilirkişiye göndermesi gerektiğini belirtti.

 

Mahkeme Emniyet Genel Müdürlüğü’nün talebini kabul etti. Ve Jandarma Komutanlığı’nda bomba uzmanı olmayan kişilerin mütalaaları ile muhalefet şerhi olmasına rağmen emniyetin gönderdiği rapor bilirkişi raporu haline geldi (4 Temmuz 2002). Emniyet Genel Müdürlüğü, bomba uzmanı birimlerin olaydan sonra yaptıkları inceleme raporlarına dayanarak patlamanın bomba değil gazla ilgili olduğunu açıklamışken, iki buçuk yıl sonra aynı Emniyet Genel Müdürlüğü olay Pınar Selek üzerine kurulduğunda patlamanın bomba olduğu sonucuna vardı.

 

İçişleri Bakanlığı’nın düzenlettiği raporların ardından yine bilimsel raporlar var:

 

10 Temmuz 2002 Bilirkişi Prof. Dr. İnci Gökmen’in raporu: Kesin olarak gaz kaçağı.

21 Aralık 2002 ODTÜ Elektrik mühendisleri heyeti raporu: Patlama merkezinin bomba diyen raporun belirlediği merkezin geçersiz, gaz kaçağı diyen raporun belirlediği merkezle örtüşmekte

28 Aralık 2005 tarihli duruşmada savcı tüm bu raporları ve duruşmada sanıkların yaptıkları açıklamaları yok sayarak, Mısır Çarşısı ile ilgili olarak ağırlaştırılmış müebbet istedi.

Mahkeme ise, “patlama nedeni anlaşılamadığından ceza verilmesine gerek olmadığı” kararı verdi.

Ne var ki, Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Mahkemenin kararını hüküm kurulmadığı için bozdu.

Mahkeme, 23 Mayıs 2008 tarihli kararında hüküm kurarak kesin delil bulunamaması gerekçesiyle Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkında Mısır Çarşısı ile ilgili olarak beraatine karar verdi.

Savcının Mısır Çarşısı ile ilgili olarak yalnızca Pınar Selek aleyhine temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Başsavcılığı tebliğnamesinde, mahkemenin verdiği beraat kararının onanmasını istedi.

 

Duruşma Savcısı, yalnızca Pınar Selek aleyhine temyiz ettiğinden, Mısır Çarşısı ile ilgili Abdülmecit Öztürk’ün beraat kararını kesinleştirdi.

 

10 Mart 2009 tarihinde Yargıtay 9. Ceza Dairesi,

-Dosyada olayın oluşuna uygun olan bilirkişi raporuna göre Mısır Çarşısı’ndaki patlamanın bomba sonucunda olduğuna,

-Dosya içeriğine ve Abdülmecit’in mahkemeye kadar ki ifadesinde suçu kabul etmesi nedeniyle bombanın Abdülmecit ve Pınar tarafından konulduğuna,

-Abdülmecit için temyiz olmadığından onun hakkındaki beraat kararının kesinleştiğine, Pınar Selek’le ilgili temyiz olduğundan kararın Pınar Selek açısından bozulmasına, neticeden;

-Eylem ülkenin bölünmesini istemek anlamına geldiğinden Pınar Selek için Türk Ceza Yasası’nın 125. maddesi uyarınca ağır müebbet hapis cezası verilmesi gerektiği için Mahkeme kararının bozulmasına karar verdi.

 

Bombayla ilgili poliste kabul ifadesi alınan kişinin beraatini kabul ederek temyiz talebinde bulunmayan savcı, bu konuda ifadesi bile olmayan Pınar Selek için verilen beraat kararı aleyhine temyiz yoluna başvurdu. Ve Abdülmecit Öztürk’ün kendisi için geçerli sayılmayan polis ifadesi, Pınar Selek için müebbet hapis istenmesine gerekçe oluşturdu.

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process