Pınar Selek’le birlikte bu davadan yargılanan diğer sanık, mahkemedeki sorgusunda, polisteki ifadesinin işkenceyle alındığını, ifadesinde belirttiği bombayı kendisinin koymadığını ve Pınar Selek’i de tanımadığını belirtiyor. Pınar Selek’e polis ifadesinde bombayla ilgili soru sorulmuyor. PKK ile ilgili araştırma yapan sosyolog Pınar Selek, polisin PKK ile ilgili bilgi vermesini istemesine rağmen bu bilgileri polise vermedi ve birden kendini “bombacı” olarak buldu. Gaz patlaması bomba patlamasına dönüştü. Alınan 11 rapordan sadece 2’si bomba olduğunu belirtiyordu. Bu nedenle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı verdi her iki sanık hakkında. Ancak diğer sanık açısından temyiz istemeyen savcı, Pınar Selek’in beraat kararının bozulması talebiyle temyize gitti. Yargıtay 9.Ceza Dairesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının onama talebine rağmen kararı bozdu. Yerel mahkeme kararında direndi ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu kararı da bozdu.
Bütün bu süreç, Pınar Selek’in ömür boyu hapis cezasına çarptırılarak mahkum edilmesini isteyen bir irade olduğunu gösteriyor. Niçin bu isteniyor? Çünkü o feministti, eşcinsel, transseksüel ve travestilerin yanındaydı, antimilitaristti, Kürtlerin, azınlıkların ve diğer her kesimden ezilenlerin haklarını savunuyordu. Egemenler için hedefti. Oysa onu tanıyanlar şiddetle asla ilişkisinin olamayacağını biliyordu.
Umarım gördüğü her türden işkencenin hesabı sorulur.
Arin Manca