Yalçın Yusufoğlu
Ne askeri - sivil bürokrasi ve yüksek yargı dedikleri kesimle AKP arasındaki çekişme, ne de düzmece ileri demokrasi lafazanlığı, Tayyip Erdoğan muhiplerinin yalakalığı gerçeğini değiştirebilir. Hepsi bir ve tektirler, tek bir gerçekliktirler, Ceberrut Devlettirler.
O Devletin sahipleri Nazım Hikmet'i toplam 15 yıldan, Hikmet Kıvılcımlı'yı 20 yıldan fazla zindanlara tıktılar, ama çürütemediler, ikisi de son nefeslerine kadar dimdik ayakta mücadele ettiler.
Suikastle katlettikleri, darağacında öldürdükleri Suphiler, Aliler, Gezmişler, Çayanlar, Erenler, Korkmazlar, Pirler, Büyükkayalar, Dinkler ve daha niceleri hem bu ülke halklarının, hem tüm insanlığın güzel çocuklarıydılar. Devlet o cinayetlerin hesabını vermedi. Hukukun üstünlüğü diye diye işlediği adli suçların da.
Tanık olmak sözcüğü tanımaktan geliyorsa, Pınar Selek'e tanık olmak demek önce bu devleti tanımak demek. Bir yanda onun güzelliği var, karşısında devletin olanca çirkinliği.
Çirkinin güzelliklere tahammülü yok. Devlet ne pahasına olursa olsun güzeli ezecek ki, çirkinlik ayakta kalsın.
Ama Pınar Selek vakasında güzeli ezemedi. Ezemediği bu sayfalardaki tanıklıklardan belli değil mi?