2001 yılında yüksek lisans yapmak için adım attığım Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde 2002 yılından beri çalışıyorum. Bugün Türkiye’deki pek çok üniversite dahil çeşitli sivil toplum kuruluşları, sosyal hizmet kurumları, gazeteler, televizyonlar vb. çevrelerde çalışan önemli sosyal bilimciler yetiştiren bölümümden, çalışkan, dürüst ve onurlu bir öğrenci olarak tanınan ve hatırlanan Pınar Selek’in de mezun olduğunu bilmek bana her zaman gurur verdi. Gerek öğrenciliği sırasındaki gerekse daha sonrasındaki çalışmaları ise tartışmasız tüm sosyal bilimcilerin gurur duyacağı niteliktedir. Hayatını din, dil, cinsiyet, etnik köken ayrımlarını ve her türlü dışlayıcı egemen söylemi karşısına alıp ezilenlerin, horgörülenlerin, dışlananların yani gündelik hayatta kolayca görmezden geldiklerimizin yanında durarak sürdürmeyi tercih eden; yani kolayı değil zahmetli olan yoldan yürümeyi seçen bir insanın şiddetin yanında saf tutacağına asla inanmıyorum. Çünkü benim gözümde Pınar Selek öncelikle vicdan ve adalet demektir. Yaşadığımız çağda dilini, vicdanını, düşüncesini temiz pak tutmayı başarmış böyle bir insana isnat edilen suç, herşeyden önce bizim gibi hala adalete inanmaya çalışan sosyal bilimcilerin umudunu kırmaktadır. Umarım Pınar Selek'e reva görülen bu zulüm bir an önce sona erer ve adalet yerini bulur. 

Araş. Gör. Ebru Aykut