Zeynep Tanbay
Pınar Selek’i çok sevdim, hiç tanımadan. Ve hiç tanımadan tanıdıkça daha çok sevdim… Sonra tanıştım ve tanıştıkça daha da çok sevdim… Çok ciddi söylüyorum, aslında şu son iki cümlenin dışında, yazılacak bu kadar değerli başka bir şey yok Pınar hakkında! Evet, tanıdıkça daha çok sevilen…
Çünkü dünyadaki bütün muhteşem insanların bile, tanıdıkça sevmeyip beğenmeyeceğiniz yanları vardır, ama Pınar’ın, bir tanecik bile yoktur.
Bütün yaşadığı haksızlıklara ve korkunç acılara rağmen, içindeki temizliği ve saflığı asla yitirmemiş bir insandır o.
Barışamadık adlı kitabında, Gandhi’nin barışçıl mücadelede “Sonuna kadar başarılı olmanın yolu saflık ve dürüstlüktür” cümlesini alıntılaması, bence bunu tamamıyla içselleştirmiş olmasıyla ilişkili.
Yazılacak her şey yazıldı onun hakkında; o zaten kendi de yazdı ve yazıyor; söylenecekler de söylendi onun hakkında; o da hep söylemişti ve söylüyor; ama o yazmak ve söylemekle yetinmeyip harekete geçiyor ve hep harekete geçti. Onun içindir ki, o aslında en çok izlenmesi gereken bir insan. O kâh çocuklarla sokakta oldu, kâh tecavüze uğramış kadınlarla, kâh travestilerin yaşamında, kâh hayat kadınlarının yanında. O, hep mağdurlarla, ezilmişlerle,
haksızlığa uğramışlarla yaşadı. Evet yaşadı, onları desteklemekle, onlar hakkında yazmakla, onlar için söz almakla kalmadı, onlarla yaşadı. O hep “öteki” olanın hakkını savundu, ama bunu “öteki” olanla yaşayarak yaptı.
Pınar’ı işte en çok bundan dolayı seviyorum, çünkü o benim en çok sevdiğim şeyi yapıyor: hareket ediyor!
Sözde ve yazıda kalmayıp, her yazdığı ve söylediği sözün ötesine geçiyor, eylemle konuşuyor o.
Eylemi söze, sözü eyleme dönüştürürken, aslında Pınar dans ediyor!
Çünkü dans da tam budur işte, sözü harekete geçirmek, sözle yetinememek, sözün çok ötesine gitmek.
Markos haksızlığa, eşitsizliğe ve adaletsizliğe karşı, “Onlar iktidar istiyor, biz özgürlük, onlar hükmetmek istiyor, biz ise dans edecek alan istiyoruz” demişti.
İşte Pınar Selek de hep, HERKESin dans edeceği bir alan için mücadele etti, ve ediyor.
Ve işte ben de tam bu yüzden Pınar’la dans ediyorum…