Eğer yargı adalet amacına yönelik işlerse, kişi güvenceye sahip olur. Ama yargı duyarlı ve fikren muhalif insanları ezmek ve yok etmek amacıyla işlerse, hiçbir yazılı kural ne yazık ki yaşadığımız dönemde buna engel olamıyor. Dışarıdan gözleyen biri olarak yazıyorum: Pınar Selek davası bu ülkede yargının gerek görüldüğünde insanı ezmek, yok etmek amacıyla nasıl işletilmeye çalışıdığının bir kanıtıdır. Bu nedenle böyle davalarda kanıtların önemi olmaz. Böyle davaları önyargılar belirler. Ama bu davada Pınar Selek'i ezemediler, belki çok eziyet ettiler ancak Pınar Selek dimdik ayakta kalmayı başardı. Bu davada Pınar Selek ismini önemsizleştirerek, değersizleşterek yok etmeye çalıştılar ama asla başaramadılar. Pınar Selek, zaten çok değerli olan bu insan, daha da büyürken bu dava değersizleşti, önemsizleşti, insanların gözünde masumiyete saldıran bir davaya dönüştü.
Pınar Selek bu davada verilecek karar ne olursa olsun masumdur. Hem de pasif bir masumiyet değil onunki, sonuna kadar aktif bir masumiyet olmuştur. Pınar Selek bir masumiyet çığlığıdır, sonuna kadar sağır kulaklardan bile geçmeyi başaran.
Mehmet Uçum
Avukat