“Pınar Selek’e tanığım”. Ve bunu söylemek konumunda kalmak, beni incitiyor. Tanık olmadığımdan değil. Tam tersine. Pınar’ı tanıyorum. Savunduklarını ve savunma biçimini biliyorum, paylaşıyorum. Ve bunlar için onu seviyorum. Ama Pınar için tanıklık gerekmesi, bana ağır geliyor. Pınar’a tanıklık etmek, onun nasıl şiddet karşıtı olduğunu bir kez daha, bir kez daha anlatmak zorunda olmak, onun yıllardır bunu yapmak zorunda bırakılarak sürekli ağır bir taciz altında yaşamakta olması. Asıl şiddet Pınar’a ve onun şahsında hepimize uygulanıyorken, hepimiz ayrı ayrı kendi hayatlarımızda sürekli irili ufaklı şiddete maruz kalıyorken, böyle bir savunma yapmak zorunda oluşumuz, onun üzerine atılan iftiraların nasıl ona hiç uymadığını bir kez daha dile getirmek zorunda oluşumuz… Nasıl ağır bir koşulda yaşadığımızı, nasıl ağır bir şiddete maruz kaldığımızı örnekliyor.
O yüzden Pınar’a tanıklık etmek, şiddetsiz bir dünya isteyenlerin dayanışma örmesinin, kendimizi var etmenin, bir yolu. Pınar’ı savunurken, kendimi savunuyorum. Kendimizi savunuyoruz. Pınar’a tanıklık etmek, şiddete, sürekli şiddete maruz kalanların, o sırada açık saldırıya uğrayan arkadaşıyla dayanışması. Dayanışma içinde, dayanışabildiğimiz kadar, var ediyoruz kendimizi. Çünkü Pınar’a yapılan hepimize de yapılıyor. Birimize yapılana ses çıkarmadığımızda içinde yaşadığımız dünya artık ses çıkarmayanların, hakkını korumayanların, daha iyi bir dünya için mücadele etmeyenlerin dünyası olacak biraz daha. Oysa varız: Anti militaristler, savaş karşıtları, feministler…her türlü eşitsizliği sorgulayan ve bunlara karşı uğraş verenler olarak, varız. Aramızdaki birçok önemli önemsiz farklılıkla, belki hiç yan yana gelmemişliğimizle, belki bir avuç oluşumuzla… varız. Ve Pınar’a tanıklığı, sadece saldırıyı savuşturmaktan öte geçerek, ne istediğimizi, nasıl istediğimizi tarif ettiğimiz bir süreç haline dönüştürebildiğimiz ölçüde, şiddete maruz kalanların dayanışması haline getirebildiğimiz ölçüde, onu da kendimizi de daha güçlü var edebileceğiz. Hatta belki, bizleri sürekli şiddet altında yaşatanların sorgulanmasını sağlayabileceğiz.
Sevgili Pınar, varlığın bana güç veriyor; birçok başka insana verdiği gibi. Varlığım, sana güç versin.
|
|