Açılış konuşmasını gazeteci yazar Zeynep Oral’ın yaptığı, Pen Duygu Asena ödülleri, Goethe Enstitüsü’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu.
Bu yıl bir ilk olarak, üç ayrı kişiye verilen ödülleri, kadınlar, LGBTİ+’lar ve diğer azınlıklar hakkında yaptığı çalışmalarla tanınan feminist sosyolog Pınar Selek, SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği kurucu başkanı Gülseren Onanç ve Ahbap derneği kurucusu Haluk Levent ve aldı.
Şair Haydar Ergülen, şair Özgün Enver Bulut, Şenel Gökçe, Karin Karakaşlı, Oya Baydar, gazeteci Sedat Ergin ve akademisyen Binnaz Toprak, gazeteci Zeynep Miraç ve Barçın Yinanç gibi isimlerin yer aldığı törene çok sayıda kişi katıldı.
‘Duygu Asena olsa otoriter sisteme karşı çıkardı’
Zeynep Oral, depremlerin yarattığı yıkıma ve siyasi koşullara değindiği açılış konuşmasında, içinden geçtiğimiz sürecin kader planı olarak nitelendirilemeyeceğine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Cumhuriyetimizin 100’ncü yılında olağanüstü bir süreçten geçmekteyiz. Bugüne dek yaşanmamış acılarla boğuşuyoruz. Otoriter tek şahıs rejimi, bu olağanüstü ve acılı süreci, “kader planı” olarak nitelese de, biz inanıyoruz ki sevgili Duygu Asena hayatta olsaydı, kesinlikle buna karşı çıkar, elinde kalemi, yüreğinde insan sevgisi olan her insan gibi yardıma koşardı.
Oral konuşmasının devamında, bu ödülü çok sayıda insanın hak ettiğini söyleyerek, “Şu anda haksız yere hapiste bulunan Osman Kavala’dan tutun Selahattin Demirtaş’a, Gezi’den suçlanan Mine Özerden, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman… hepsinin Duygu Asena Ödülünü almaları lazım. Bugünün koşullarında onun adını verdiğimiz 2023 Duygu Asena Ödülü’nü bu yıl daha geniş bir çerçeveye ve üç kuruluşu temsil eden üç insana verme kararı aldık” dedi.
Gülseren Onanç: ‘Kavgamız ve sevdamızla birlikte yola devam edeceğiz’
Kurduğu SES Dayanışma ve Eşitlik Derneği ve derneğin dijital içerik platformu SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu ile yaptığı çalışmalarla Türkiye’de ve dünyada ataerkil düzene karşı, kadına yönelik şiddet ve baskıya karşı kadınların direnişinin, cesaretinin SES’i olduğu gerekçesiyle ödüle layık görülen Gülseren Onanç törende bir konuşma yaptı.
Onanç yaptığı konuşmada, Duygu Asena’nın yıllar önce verdiği feminist mücadelenin kendisine yeni ufuklar açtığının altını çizerek Asena’dan aldığı ilhamı şu sözlerle ifade etti:
“Kadınca dergisini çıkaran Duygu Asena bana ilham veriyordu. Cesurdu, özgürdü, üretkendi ve güzeldi. Kadınca dergisi benim kuşağımdaki bir çok kadın gibi kadın kimliğim ile tanışmam ve bana dayatılan rolleri sorgulamaya başlamam da önemli bir rol oynadı. ‘Kadının Adı Yok’ Şirin Tekeli’nin dediği gibi o dönemin feminist manifestosu olmuştu. Önüme heyecan verici bir yol açılmıştı. Sistem kafa tutacak kadar cesur,
kimseye eyvallahı olmayacak kadar özgür ve yeni yollar açacak kadar üretken kadın gibi kadınların peşine düştüm. Aysel Gürel’in dediği gibi bu kadınların ne kavgası ne sevdası bitiyordu. Bir yaşam ancak böyle anlamlı olabilirdi.”
Onanç, Asena’ya hitaben şunları söyledi:
“Sevgili Duygu, eğer bir ödül alacaksam o da Duygu Asena ödülü olsun isterdim. Sen beni kadın kimliğim ile tanıştıran kadınlardan biriydi. Senin aşk peşinde koşan romantik tarafına, aşkı kutsayan ve aşk için her şeyi göze alan cesaretine hayrandım. “Aslında Aşk Yok” kitabını yazdığında hala aşkı arayan 20’li yaşlarımın başında bir kadın olarak birazcık hüzünlendiğimi hatırlıyorum. Bu dünyadan çok erken göç ettin ve ne yazık ki seni tanıma ayrıcalığına erişemedim. Seni tanımayı ve senin feminist yaşamına bir arkadaş olarak tanıklık etmeyi çok isterdim. Benim duygu ve düşüncelerimi çok olgunlaştıracaktın. Hayatta olsaydın devrimci kişiliğin ve yüreğindeki insan sevgisi ile hepimize ilham veren yazılar yazacak ve bizi direnişe davet edecektin. Bize bıraktığın mirasın değerini biliyor memleketimizde ve dünyada barışı,toplumsal cinsiyet eşitliğini, insan haklarını, adaleti, demokrasiyi korumak ve geliştirmek üzere çalışmaya devam edeceğimizin sözünü veriyoruz. Kavgamız ve sevdamızla birlikte yola devam edeceğiz.”
Pınar Selek: ‘Yaşamı, adaleti, özgürlüğü kurtarmak adına’
Mısır Çarşısı davasında dört defa beraat almasına rağmen, beraat kararları bozularak yargılamasına devam edilen ve 25 yıldır hukuk mücadelesi veren feminist sosyolog Pınar Selek’e verilen ödülü, onun adına kardeşi Seyda Selek aldı.
Fransa’da sürgünde yaşadığı için törene katılamayan Selek, ödül konuşmasını yazılı olarak iletti. Selek, depremler nedeniyle yaşanan yıkıma vurgu yaptığı mesajında, her şeye rağmen dayanışma ve mücadeleyi sürdürmenin önemine değindi. Duygu Asena’nın ve PEN Yazarlar Derneği’nin hayatındaki yerinden de bahseden Selek, gönderdiği mesajda şunları yazdı:
“Otomatik Pilot. Eminim bu kavram, benim gibi sizlerin de bugünkü durumunu tanımlıyor. Söz bitti çünkü. Acımızın dehşetli ağırlığı altında felç olmamak için sadece çalışıyoruz. Kötülüğün her şeyi silip süpürmesine izin vermemek için, yaşama ve adalete su veriyoruz. Yasımızı, adalet mücadelemizi, ekmeğimizi ve çadırımızı paylaşıyoruz. Cesaretimiz de büyüyor böylece…
Duygu ise benim meleğim. Cesaretli meleğim. En kötü zamanlarımda, tutuklandıktan kısa bir zaman sonra cezaevine geldi, işkencenin damgasını bedenimde gördü. Sonra dışarıda dayanışmanın ilk kıvılcımını yakanlardan oldu. Demir parmaklıklar arkasında bana bakan gözlerini unutmuyorum.
O gözler zindanda geçirdiğim yıllar boyunca beni hiç bırakmadı. Şimdi ben de onun adına aldığım ödülü hapiste adalet mücadelesi veren kadınlara adıyorum.
Duygu adına, kendim adına, ikimizi temsil eden kız kardeşlerimiz adına, bu ödülü paylaştığım ateş böcekleri adına… Yaşamı, adaleti, özgürlüğü kurtarmak adına.”
Deprem bölgesinde yaptığı çalışmalar nedeniyle törene katılamayan Haluk Levent de bir not ileterek, ödülü ilk fırsatta kendisinin gelip almak istediğini söyledi.
https://esitlikadaletkadin.org/pen-duygu-asena-odulleri-sahiplerini-buldu-gulseren-onanc-pinar-selek-ve-haluk-levent/