Beraatimi geri alana kadar mücadelemi sürdüreceğim. Burada çok iyiyim ama anılarım, dostlarım ve canlarımın olduğu yere, ülkeme dönmek için elimden geleni yapacağım. Yargıtay’dan olumsuz bir karar çıkması halinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız.
7 kişinin ölümüyle ilgili Mısır Çarşısı davasında, 16 yıldır yargılaması devam eden sosyolog Pınar Selek’in dosyası, 30 Nisan’da daha önce beraat kararını bozan Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nde yeniden açılacak. Yargıtay ilk kez savunmayı dinleyecek. Babası Alp Selek ve kız kardeşi Seyda ile birlikte 5 avukat tarafından savunulacak olan Selek’in duruşmasına 3 yıldır yaşadığı Fransa’dan da kalabalık bir heyet katılacak. Gramsci’nin sözüne atıfta bulunarak “Aklının karamsarlığı, iradesinin iyimserliği” ile hukuk mücadelesine devam ettiğini belirten Selek ise “Beraatimi geri alana kadar mücadelemi sürdüreceğim. Burada çok iyiyim ama anılarım, dostlarım ve canlarımın olduğu yere, ülkeme dönmek için elimden geleni yapacağım” dedi. Strasbourg’dan telefonla Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Selek, şunları söyledi:
KEŞKE HAYATIMDAN ÇIKSA
“Bir yandan bunun içine çok fazla girmemeye çalışıyorum, bir yandan da ülkeme dönmek istediğim için bu hukuk mücadelesini umutla bütün sıkıntılara rağmen sürdürmeye çalışıyoruz. Beni burada üretim ayakta tutuyor, aynı anda birkaç çalışmanın içindeyim. Buradaki dayanışma da çok büyük. Fransa’dan çok kalabalık bir heyet gidecek Ankara’ya. Strasbourg Üniversitesi, rektör yardımcısıyla birlikte 4 kişi gönderiyor. Strasbourg Belediyesi Başkan Yardımcısı ile Uluslararası İnsan Hakları Örgütü temsilcisi de gidecek. Genelde ülkelerle ilgili rapor yazan örgüt ilk defa biri hakkında rapor hazırladı ve 1-2 gün içinde ‘Pınar Selek Raporu’nu dağıtacak. Mücadelemde yalnız değilim, bu önemli bir duygu. Fakat keşke artık bu olmasa da başka şeylerle anılsam. Başka şeylerle ilgileniyorum tabii ama bu mesele çıksa hayatımdan keşke. Tabii en çok babamın ve kız kardeşimin... Yükü en çok taşıyan onlar.
UMUDUMU YÜKSEK TUTUYORUM
Babam davayla ilgili çok büyük usul hataları olduğunu söyledi. Bütün gücümü, umudumu yüksek tutmaya harcıyorum. Yargıtay’dan olumsuz bir karar çıkması halinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız.
GÜVENMESEK DE DAYANMALIYIZ
12 Eylül mahkemelerinin kapısında büyüdüm. Türkiye’deki yargı sistemini yaşarken öğrendim. Babam 5 yıl cezaevinde kaldı. Eğer yaşadığımız ülkede gerçekten demokrasiyi geliştirmek istiyorsak, mekanizmalara güvenmesek bile onlara dayanmak zorundayız. Başka bir yola saptığımızda var olan yanlış sistemi güçlendiririz. Yanlışın üzerine yanlışla gidilmez. Hukuk mücadelesi aslında demokrasi mücadelesinin bir parçası.”
GRAFİKLERLE ANLATACAKLAR
Pınar Selek’in avukatı ve babası Alp Selek ise “Hukuk varsa kararı bozmaları, beraat vermeleri lazım” dedi. Avukatlarla aralarında işbölümü yaptıklarını belirten Selek, “Patlamanın merkezi neresidir ve nasıl dağılmıştır” gibi sorular için grafik hazırladıklarını belirtti.
YILAN HİKÂYESİNE DÖNDÜ
1998’deki patlamaya ilişkin davada İstanbul 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi daha önce ‘patlamaya bombanın mı yoksa LPG’nin mi neden olduğunun kesin tespitinin yapılamadığı’ gerekçesiyle Pınar Selek hakkında beraat kararı vermişti. Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi ise Selek’in ‘sosyolojik araştırma yapma’ adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçtiğini, örgütün amacı doğrultusunda bombayı yerleştirdiğinin anlaşıldığını belirterek beraat kararını bozmuştu.
Bu çılgınlığa son verilmeli
PINAR Selek davasını 2 yıldır temsilci göndererek izleyen Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) ve Dünya İşkenceyi Önleme Örgütü (OMCT), ortak bir rapor yayınlayarak “16 yıllık hukuk tacizine son verilmeli” çağrısı yaptı. Selek’in avukatlarından FIDH’ın temsilcisi Martin Pradel, Paris’teki merkezlerinde Hürriyet’e “Pınar Selek davası, Türkiye için sembol dava haline gelmiştir. Hukuk artık 16 yıldır süren bu çılgınlığa son vermelidir” dedi. Pradel, şunları söyledi: “Hani bir çocuk oyunu vardır. Geometrik kalıplara, ilgili şekilleri yerleştirme. Ama burada hukukçular kareyi, dairenin içine sokmaya çalışıyor. Ve girmediği için de bir çocuk öfkesiyle bütün her şeyi kırıyor. Anlaşılır gibi değil. Bütün kuralları yıkamazlar ki. İnanılmaz bir hukuki skandal. Pınar Selek davası sayesinde Türkiye’de hukuku yakından izleme olanağımız oldu. Türkiye’de hâkimler çok kolay manipüle edilebiliyor, hâkimler kontrol altında. Türkiye’de gerçek bir hukukun bağımsızlığı sorunu var. Talimatlara uymayan hâkimler cezalandırılıyor. Yakın gündemde de bunu gördük, bu tehlikeli bir gidiş.”
Arzu Çakır MORIN / PARİS
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26306698.asp