“Haksızlıklar son bulana kadar mücadeleye devam”
İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi, 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle kentte bir dizi etkinlik organize etti.
İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şube Başkanı Serpil Bayar yaptığı açıklamada, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 65. yılında, 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nü, Çanakkale İnsan Hakları Derneği Şubesi yönetiminde çalışan gönüllüler olarak kentte yine bir takım etkinlikler ile kutlayacaklarını söyledi. Bayar; “Bu etkinliklere geçmeden önce; yine, savaşların olmadığı bir dünyada, insanın hak ettiği değeri gördüğü ırk, dil, din, mezhep, engellilik, cinsiyet yönelimi, yaşına ve fikrine bağlı farklılıkları yüzünden, eşitsiz uygulamalarla cezalandırılmadığı bir ülke özlemiyle, çalışmalarımızı sürdüreceğimizin altını çizmek isteriz. 10 aralık 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin başlangıç maddesinde de ifade edildiği gibi; insan haklarının gelişmesi ve korunması için, ülkelerin sistemlerinin bildiride yer alan haklara ve özgürlüklere dayanması, hukuk düzenlenlerinin buna göre yapılandırılmasıyla ancak, insanlığın haklarından gerek tiği kadar yararlanabileceğini düşünmekteyiz. 3 Ağustos 1949 yürürlüğe giren Avrupa Konseyi Statüsü'nün de 3. maddesinde taraf ülkeler insan haklarını, hukukun üstünlüğü ilkesi gereğince yargısal olarak da koruma altına alınması güvencesi zaten vermektedir. 20 Mart 1950 de Roma'da imzalanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1. maddesinde de taraf ülkeler bu konuda gerekli düzenlemeleri, ülkelerinin anayasalarında yapacaklarının garantisini vermiştir. 1949 yılında Sözleşmeyi imzalayan Türkiye de 27 Mayıs tarihinde Resmi Gazete de yayınlayarak, gerekli önemleri alma konusunda ilk adım atmıştır. Darbe anayasaları ile yürütülen devletimizin anayasa değişikliği çalışmalarını konuştuğu şu önemli günlerde imzaladığı Bildirge'nin ülkemiz iktidarı için kaynakça olarak kullanılması bir zorunluluktur. Üstelik hukuk alanında ülkemizde adalete olan inancımızın sarsıldığı aşağıdaki davalar sözkonusuyken, İnsan Hakları Evrensel Beynamesi'ni hatırlamak ve hatırlatmak biz insan hakları savunucularının görevdir” dedi.
“Adalete olan inancımız yara almıştır”
Pınar Selek davasında, adalete olan inançlarının yara aldığına dikkat çeken Bayar; “Sosyolog yazar ve düşünür Pınar Selek, toplumun öteki haline getirilmiş dışlanmış gruplarına, transeksüellerine, fuhuş çalışanlarına, çocuk işçilerine, sokak insanlarına yüzünü döndüğü araştırmaları sebebiyle , egemen kötülerin canını sıkmış olmalı ki şu anda ülkesinde ve okulunda bilim yapamamaktadır. İnsan haklarına olan inancının sonuçlarını, bir insan olarak ağır bedellerle ödemek zorunda bırakılmıştır. Tutuklanmış,işkencelere maruz kalmış, son olarak da ülkesinde yaşaması olanaksız hale getirilmiştir. Çünkü hakkında ağırlaştırılmış müebbet cezası bulunmaktadır. Mısır Çarşısı'nı bombalayan kişi olduğu yönündeki iddiaların muhatabı olmadığını, ispatlamaya çalışma mücadelesinde, ülkesinden uzaktadır. Pınar Selek davasında, adalete olan inancımız yara almıştır. Ama ailesi ve kendisi dostumuzdur, yalnız değildir. 19 Ocak'ta 2007 tarihinde öldürülen Ermeni kökenli Türkiye insanı gazeteci Hrant Dink cinayetinin üzerinden de 7 yıl geçmiştir. Karanlık güçlerce, her türlü bürokratik engellemeyle sanki suçluların ortaya çıkması engelleniyor denilecek düzeyde devam eden mahkeme süreci, suçluların bulunması yönünde ümitlerimizi kırmıştır. İnsanlık adına önemli bir simge haline gelen Hrant'ın ölümü, ülkemizdeki halklar denizini güzel günlere taşıyabilecek bir barış insanının kaybıdır aslında. Davasında çete olmadığı , yargılamadaki bazı belge ve bilgilerin zaman aşımına uğradığı şeklindeki traji komik açıklamalara inanmamaktayız. Karartılan delillere, davanın emniyet teşkilatı içinde örgütlenen şüpheli kişilerin mahkeme tutanaklarına geçmeye başlaması, açıklık getirmiş ama sözkonusu kamu görevlileri hakkında cezai işlem başlatılmadığı gibi görevlerinde terfi almaları da davayı insanlık adına utanç duyulacak hale getirmiştir. Hrant Dink davasında, adalete olan inancımız bir kez daha yara almıştır. Ama ailesi ve kendisi dostumuzdur, yalnız değillerdir. 28 Aralık 2011 tarihinde, Şırnak İli Roboski Köyü'nde Türkiye'ye ait F 16 savaş uçaklarından, vur emriyle açılan ateş sonucu sınır boyunda çoğu çocuk 34 vatandaşımız tek suçları çalışmak olduğu için savunmasızca öldürülmüştür. Bu katliamdan sonra, kan parası istemediklerini özellikle belirten, çocuklarının parça parça bedenlerini toprağa vermek zorunda kalan aileleri, talep ettikleri tek şey için iktidardan yanıt alamamış, çünkü kendilerinden devlet adına özür dilenmemiştir. Suçlular hakkında da adli işlem başlatılmamış, emri verenler ve uygulayanlar korunmuştur. 713 gündür tek bir kişi cezalandırılmamıştır. Roboski Katliamında adalete olan inancımız bir kez daha yara almıştır. Ama kendileri ve aileleri dostumuzdur, yalnız değillerdir. Ayrıca, dünya halklarına özgürlük ve barışın yolunu gösteren bilge, Nelson Mandela'nın halkının deyişi ile Madiba'nın, 95 yaşında yaşamını yitirmesi biz insan hakları savunucularının acı bir kaybıdır, sevenlerinde başsağlığı diliyoruz. Ondan öğrendiğimiz: İnsan onuruna aykırı hiçbir sistemin ve rejimin kalıcı olamayacağı, barış inancımızın ise ölümsüz bir niyet olduğudur. Mandela, Ahparig Hrant Dink, Pınar Selek, İsmail Beşikçi gibi adını saymakla bitiremeyeceğimiz haksızlığa uğrayanları, 34 kardeşimiz gibi suçsuz yere öldürülenleri, insanlık tarihi unutmayacaktır” diye konuştu.
“Mücadele etmeyi sürdüreceğiz”
İnsan hakları savunucularının, haksızlıklar son bulana kadar mücadele etmeyi sürdüreceğini kaydeden Bayar şu şekilde konuştu: “Haklar ve özgürlükler için mücadele yürüten kurum ve kuruluşlarıyla ve bireysel olarak verdiği, vicdani tepkilerle, iktidara hesap soran, farklılıkların ayrılık değil beraberlik yaratması için çalışan, kalbi insanlık adına birlikte atan İnsan Hakları Savunucuları, haksızlıklar son bulana kadar, mücadele etmeyi sürdürecektir. 14 Aralık Cumartesi günü, saat 14:00 de Akol Otel Konferans Salonu'nda, yukarıda sözü edilen davalarda hukuki süreci anlatan mağdur yakınlarıyla, mücadeleye devam eden 78 kuşağı ve barış sürecinde kadın çalışmalarının önemi hakkında bilgi almak üzere düzenlediğimiz Barışamayanlar; Vicdan, Adalet, Hukuk isimli panelde; Ferhat Encü, Seyda Selek, Fikret İlkiz, Celalettin Can, Nimet Tanrıkulu'yla moderatör Ragıp Duran ile birlikte ülkemizdeki insan hakları mücadelesini konuşmak üzere, Çanakkale' de ağırlayacak olduğumuzu, kamuoyu ile paylaşmak isteriz. İnsan Hakları Derneği'ne gönül veren herkesi aynı gece, Aşkın Otel'deki yemeğimize de davet ederiz. Şehrimizde hak ve özgürlük için çalışanların bir arada olması dileğindeyiz.”
İnsan hakları savunucularından Gökhan'a ziyaret
Öte yandan İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şube Başkanı Serpil Bayar ve beraberindeki heyet Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'ı da ziyaret etti. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde kutlanan İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası'nı kutlayan dernek üyeleri Başkan Gökhan'la da bir süre sohbet etti. İnsan Hakları Derneği Başkanı Serpil Bayar ve yönetim kurulu üyeleri Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'ı, hafta kapsamında 14 Aralık Cumartesi günü saat 14.00'te düzenlenecek olan 'Barışamayanlar; Vicdan, Adalet, Hukuk' konulu panele de davet etti. Ziyaret, karşılıklı sohbet ile son buldu.
Kaynak: http://www.canakkaleolay.com/details.asp?id=87333