28.10.2013 Fransa'nın en önemli eğitim kurumlarından Lyon'daki Ecole Normale Supérieure tarafından 4 Ekim Cuma günü Sosyolog Pınar Selek'e  onursal doktora verildi.  Strasbourg Üniversitesi rektörü Alain Beretz de, Selek ile birlikte Lyon’daki törene katıldı ve desteğini aşağıdaki konuşma ile ifade etti.

“Pınar Selek’i onurlandırmak üzere Strasbourg Üniversitesi adına bu törene katılmış olmaktan gurur duyuyorum.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Strasburg Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Pınar Selek’i işlemediği bir suçtan ötürü ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm etti. Akademik topluluğun da dâhil olduğu çok sayıda kişinin seferberliği, hakimlerin, temel insan hak ve özgürlüklerine, bağımsız araştırma hakkına saygı duyulması adına yaptığımız çağrıyı duymalarına yetmedi. Çünkü bazı araştırma konuları, düşünce özgürlüğünü sınırlamalarının karşısında hakikatin sesi egemenlerin hoşuna gitmiyor. Cinsiyet, cinsel yönelim ve etnik köken bazında ezilen toplumsal gruplarla ilgilenerek, Pınar Selek Türkiye’nin sıcak konuları üzerinde çalışmayı tercih etti. 3 kere beraat etmesine rağmen 14 yıldır Türkiye mahkemeleri tarafından takip edilmektedir. Suçlandığı saldırının asla gerçekleşmediği kesin olarak kanıtlandığından suçsuzluğunun ispatlanmasına artık gerek yoktur. Ona karşı yapılan bu korkunç suçlamanın nedeni sadece bağımsız bir araştırmacı olarak çalışma isteği cesaretini göstermesidir. Bu karar her defasında tansiyon ve öfkemizin artmasına sebep oluyor. Akademik topluluk aramızdan birini tanımlayan saygınlık, insanlık ve cesareti görmüştür.

Bu kolektif tepki, değer ve geleneklerine sadık olan üniversite kurumunun karşı koymayı bildiğini de gösteriyor!

Çünkü canavar pusuda! Strasbourg Üniversitesi’nin bu çerçevede tarihinden miras aldığı bir uyanık kalma görevi var.

Strasbourg Üniversitesi tarafından yürütülen bu hakikat mücadelesi, 1939 yılında, herhangi bir karar ya da emir olmaksızın, üniversitenin Alman ilerleyişinden kaçıp, onu karşılayan Clermontoise Üniversitesi’nin tesislerindeki le Puy de Dome’da sığınmaya karar vermesiyle başlar. Bu atılımda canlanan şey, üniversitenin, hakikat ve özgürlük için çalışmaya devam etmesini sağlayan bu kadın ve erkeklerin iradesidir. 1941 yılında Reichsuniversität’a katılmayı reddettiğinde, üniversitemiz işgalcinin gözünde asi ve direnişçi olarak görünür. 24 Haziran gecesinden 25 Haziran’a kadar süren ilk öğrenci baskınından sonra, 25 Kasım 1943’te Gestapo, üniversitenin tesislerini işgal etti. Profesör Paul Collomp ve bir öğrenci öldürüldü. 1200 kişi gözaltına alındı ve çoğunluğunun geri dönmeyeceği 130 kişi sınır dışı edildi. Strasbourg Üniversitesi derinden yaralandı fakat yine de mücadelesine devam ediyor.

Her yıl, 25 Kasım’da, yoldaşlarımızın cesaretini hürmetle anıyor ve özgürlük ve hakikat uğruna verdikleri mücadelenin anısını yâd ediyoruz. Üniversiteye direniş madalyasını kazandıran ve bundan büyük gurur duyan üniversitenin tarihinde bir sayfa yazdılar. Bugün bu anıya, direniş madalyasına layık olmak söz konusu.

Akademik özgürlük, daha önceki nesillerin, bazen hayatları pahasına olsa da, savunmak ve kazanmak için uğruna mücadele ettikleri bir ayrıcalıktır. Dün Marc Bloch’la ya da bugün Pınar Selek’le, kardeşlik, angajman, cesaret ve nefretin reddi gibi temel değerlerimize sadık kalmalıyız. Bu cesur direniş olmasaydı, Üniversitenin ve Clemont-Ferrant şehrinin, tarihin en karanlık saatlerinde, topluluğumuza cömertçe sunduğu sığınak olmasaydı, bugün sahip olduğumuz hak ve özgürlüklere sahip olamazdık. O zaman bulduğumuz sığınağı Pınar Selek’e sunma sırası bizdedir. Bu yüzdendir ki sembolik olarak Pınar Selek’i, ona akademik bir sığınak sağlayarak, üniversitemizin koruması altına aldım. Bu neolojizm, özgür, yenilikçi ve yaratıcı bir düşünceyi korumak adına her türlü çabayı gösteren tüm üniversitelerin eski geleneğine dayanır!

Bugün Pınar Selek’e atfettiğiniz bu yüce üstünlük, ayrıca bu koruma ödevini, kaygısını, en yüksek mertebede, göstermektedir. Ona fahri doktorluk mertebesini vererek, elbette Pınar Selek’i onurlandırıyorsunuz fakat bu jestinizle kendinizi onurlandırıyorsunuz ve tüm Fransa üniversitelerini onurlandırıyorsunuz, akademik özgürlüğün yaşaması için bizi onurlandırıyorsunuz!

Teşekkür ederim.
Alain Beretz, Strasbourg Üniversitesi Rektörü
4 Ekim 2013”