Pınar Selek
Yaşam Pınar'ı

Gözde Bedeloğlu - Birgün - 30/08/2013

Görünce kafaların çevrildiği, duyunca kulakların tıkandığı hayatlara dokundu o. Yalnızlığa el vermenin, acıya derman olmanın ötesinde; her gün körlükle, sağırlıkla, suskunlukla sınanan insanlığa, hepimize umut taşıdı. Sokaklarda unutulan, suça yakın düşe uzak, küçük yüzleri biriktirdikleri kederden kararmış çocukların ablası oldu. Evlerden, sokaklardan kovulan; dostluktan, komşuluktan yoksun bırakılan; ahlâkçı ahlâksızların hedefi travestilerin, kadınların arkadaşı oldu. Bir atölye kurdu; dinledi, konuştu, dokundu. Düşlerini düşürmüşlerle, yenilerini inşa etti.

***

Bitmedi. ‘Barışamadık’ dedi, bunun derdine düştü. Elden ele büyüyen dayanışmayla, yürekten yüreğe çoğalan sevginin peşinden koştu. Yıllardır akan kanın, atılan nefret tohumlarının hesabını sordu. İçine sığmayan sevginin yüzüne yerleştirdiği kocaman gülümseyişiyle, hepimizin hak ettiği insanca bir yaşam kurulsun diye yazdı. İşte o gün ‘düşman’ bellediler onu. İnsana dair uğruna mücadele ettiği ne varsa, hepsini yok etmekle suçladılar. Yaşam savunucusu Pınar Selek’ten, katil çıkarmaya kalktılar.

***

İnsana, ancak başka bir insanın yapabileceği eziyetlerin yaşandığı; tarihimizin en kanlı, en karanlık zamanlarından biri olan doksanlarda, bir sosyolog ve insan hakları savunucusu olarak Pınar Selek, Kürt meselesiyle ilgili araştırma yapmaya başladı. Neden, diye soruyordu. Neden savaşıyoruz? Neden barışamıyoruz? Tek elden çıkan bütün hazır soru ve cevapları bir bir parçalıyordu. Besini kan olanların hedefiydi artık.

***

11 Temmuz 98’de gözaltına alındı. Konuştuğu insanların adını vermeyi reddettiği için ağır işkence gördü. Filistin askısında kolu çıktı. Vücuduna elektrik verdiler. Sokak çocuklarını sanatla buluşturmayı hedeflediği atölyesinde patlayıcı bulduklarını söylediler. Oysa o patlayıcılar, daha önce polisin eline geçmiş ve imha edilmişlerdi. Pınar’la ilgisi yoktu. Olsun isteniyordu ama... Dokunmadığı şeylerden parmak izi çıkardılar! Dokunduğu barıştan, suç ürettiler.

***

9 Temmuz 98’de Mısır Çarşısı’nda bir patlama oldu. 7 kişi öldü, 120 kişi yaralandı. Polis raporlarında patlamanın nedeni bomba değil, gaz kaçağı deniyordu. Gözaltına alındığında hakkında tek soru sorulmayan patlama, bir ay sonra Pınar’ın üzerine yıkıldı. Öyle ya, Kürtlerle ilgili araştırma yapan, madem konuşmuyordu, madem görüştüğü kişilerin adını vermiyordu, bir ay boyunca gaz kaçağı yüzünden meydana geldiği çeşitli raporlarla ilan edilmiş bir olayın bombacısı da olacaktı.

***

İmzasız raporlar ve sahte belgelerden geriye bir tek kanıt diye, bombayı Pınar’la hazırladığını söyleyen Abdülmecit Öztürk’ün, işkence altında alındığını söylediği ifadesi kaldı. Onun 1 beraatına karşı, Pınar’ın 3 beraatı da kâbusu bitirmedi. Ağırlaştırılmış müebbet cezası çekmesini istedikleri Pınar için çıkarılan yakalama kararına şimdi bir de kırmızı bülten talebi eklendi.

***

Pınar Selek’in, nasıl ki yıllar önce bombacı bir terörist olması istendiyse, şimdi de sonuçlanmamış, temyiz aşamasındaki bir davanın kaçağı olsun isteniyor. Oysa o, yurtdışında çalışmalarına devam ediyor. “Üretiyor, daha önce ne yapıyorsa onu yapıyor.” İl il gezdirdiği ‘akilleriyle’ “nasıl barışırız” ın cevabını aradığını söyleyen bir iktidarın ‘ileri demokrasi’ günlerinde, Türk-Kürt barışı üzerine kafa yorduğu bilimsel çalışmasından dolayı müebbetle yargılanıyor. Her iktidar, devletleşiyor çünkü...

***

Görünce kafaların çevrildiği, duyunca kulakların tıkandığı hayatlara el uzattı o. Dinledi, konuştu, dokundu. Yaşadığı onca haksızlık karşısında, yıllardır bir isyan bayrağı gibi dalgalandırıyor yüzünde o kocaman gülümseyişini. Tanığız. Bir umudu hapsetmek istiyorlar Pınar’la. Yedirmeyiz.

http://birgun.net/yazi-goster/gozde-bedeloglu/30-8-2013/yasam-pinari-437.html

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process