Pınar Selek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne, kendisiyle dayanışmak için "Femmes d'ici et d'ailleurs" organizasyonu tarafından Strasbourg'un göçmen mahallesinde düzenlenen bir kahvaltıyla başladı.

Her yaştan Cezayirli, Faslı, Tunuslu, Bosnalı, Afrikalı, Hindistanlı ve Fransalı kadınların bulunduğu kahvaltıda, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için yapılan konuşmaların ardından, kadınların Pınar Selek ile dayanışmak adına hazırladığı bir tiyatro gösterisi yapıldı.

Etkinlik, Femme Egalitaires örgütünden bir temsilcinin konuşmasıyla başladı. 8 Mart'ın tarihsel sürecini anlatan ve kadın hareketinin önemli eşiklerinden bahsedilen konuşmada, mücadelenin ve dayanışmanın gerekliliğine değinildi.

Daha sonra kadınların müzik ve görüntüler eşliğinde birbirlerinin hikayelerini anlattığı bir performans sunuldu. Performans esnasında duygusal anlar yaşanırken, kadınların konuşmasının ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğu bir kez daha vurgulandı.

Etkinlik, Pınar Selek'in Fransızca olarak yayımlanan "Loin de chez moi... mais jusqu'au?" kitabından bir metnin okunmasıyla sona erdi.

Gün boyunca bir çok etkinliğe katılacak olan Pınar Selek, akşam da Strasbourg Belediyesi'nin 30 organizasyon ile ortaklaşa düzenledikleri ve tarihe geçmiş ünlü feminist kadınlara adanan gecede bir konuşma yapacak.


"Delil diye ortaya atılan ancak daha sonra sahteliği ispatlanan olaylar gerekçeli kararda yer almış"

Pınar Selek, Mısır Çarşısı davasının gerekçeli kararı için ise "Hiçbir tutarlılığı ve bilimselliği olmayan 400 sayfalık yalan yığını" açıklamasını yaptı. 1998'de gerçekleşen Mısır Çarşısı patlaması davasının bir numaralı sanığı olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Selek, mahkemenin gerekçeli kararını "trajikomik" bulduğunu belirterek şunları söyledi:

"Akademik tez çalışması gibi 407 sayfalık gerekçeli karar, hiçbir tutarlığı, bilimselliği ve geçerliliği olmayan yalan yığınından başka bir şey değil. Bu karar yargı eliyle bana yönelik gerçekleştirilen bir kıyım. Yalanı binlerce yalanla örtmeye çalışıyorlar. Bana bu komployu yapanların Türkiye’de var oluş savaşı verdiklerini düşünüyorum. Ontolojik bir kavga bu. 407 sayfanın her satırı bana bir işkencedir. Mahkeme dava dosyasını bilmiyor. İşkence altında alınan ifadelerle, sahteliği mahkemede ispatlanmış delilerle karar yazıyorlar. 15 yıl önce delil diye ortaya atılan ancak daha sonra sahteliği ispatlanan olaylar gerekçeli kararda yer almış. Bunları yeniymiş gibi gösterenler dava hakkında hiçbir şey bilmiyor."

"Beni diri diri toprağa gömmek isteyenlere boyun eğmeyeceğim"

Strasbourg Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Selek, "Strasbourg’ta 8 Mart’ın sembolü oldum. İsmimin Olympe de Gouges, Hubertine Auclert, Clara Zetkin, Simone de Beauvoir gibi dünyanın yakından tanığı kadınların arasında yer alması bana güç veriyor. Beni diri diri toprağa gömmek isteyenlere boyun eğmeyeceğim" diye konuştu.

"Elbet bir gün ülkeme geri döneceğim"

"Bu bir hukuk faciasıdır. Bu kıyımı durdurm"k için siyasiler adım atmalı. Dünyanın gözü önünde devam eden bu hukuksuzluğa son verilsin” sözleriyle Türkiye'deki siyasilere çağrı yapan Pınar Selek, tek üzüldüğü noktanın Türkiye'ye geri dönememek olduğunu ama elbet bir gün ülkesine geri döneceğini ifade etti.

http://www.skyturk360.com/haberdetay.asp?id=21792