Pınar Selek
Delirmemek ne mümkün!
Akşam / 27 Ocak 2013


Geçen hafta karar verdim; 'Hafifleyeceğim' dedim. Gündemin üzerimde yarattığı etkiden sıyrılacak, bir süre light takılacağım.
Mümkünse güldürecek yazılar yazacağım. Mesela Cemil İpekçi Koreli olmuş, adını Piao Liang olarak değiştirdiğini açıklamış. İşte bu konu tam bana göre! Ama ne mümkün. Ben akıl sağlığımı korumak için hafiflemeye çalışırken, bakın geçen hafta ülke gündeminde neler vardı...

Müebbet mi dedin?
Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin ölümü, 127 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan 1998 yılındaki patlamaya ilişkin davanın 15. yılında, Pınar Selek'in beraat kararını bozan Yargıtay'a uyan mahkeme, Pınar Selek'e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Daha önce delil yetersizliğinden üç kez beraat kararı verilmiş bir davanın finali müebbet oldu. Çok ilginç değil mi? Üstelik dosyaya yeni bir delil eklenmiş değil. İnsan ister istemez 'Pınar Selek'e ceza vermek için ellerinden geleni yaptılar' diyor. Delil yok ama müebbet var!

Savunma hakkın yok
DHKP/C soruşturması kapsamında gözaltına alınan aralarında Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay'ın da olduğu 9 avukat 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan tutuklandı. Son yıllarda kimlerin terör örgütü üyesi olmakla suçlandığına bakacak olursak 'Bir gün herkes teröristlikle yaftalanacak' dememiz de güç olmaz! ÇHD'nin tutuklanan avukatlarının, işkence ve insan hakları ihlalleri üzerine canhıraş çalıştığını düşünürsek bu durum midemize bıçak saplar.

Yine yangın
Galatasaray Üniversitesi'nin 142 yıllık tarihi binasında çıkan yangında büyük zarar meydana geldi. Tarihi binaların elektrik kontağı gerekçesiyle cayır cayır yanmasına tepkili olan vatandaşlar; Rektör Ethem Tolga'nın, yangının elektrik kontağından çıktığını tahmin ettiği açıklamasına alkışlarıyla eşlik etti. Yangında İlber Ortaylı'nın okul kütüphanesine armağan ettiği 6000 nadir kitap da kül oldu!

Yeni İçişleri Bakanı
Hrant Dink, ölmeden önce İstanbul Valiliği'nde 2 kişi tarafından tehdit edildiğini yazmıştı. 19 Ocak 2007'de uğradığı suikast sonucu hayatını kaybedince avukatları, 'yardım ve yataklık' ile 'kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi' nedeniyle dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler'in ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da aralarında bulunduğu 24 kamu görevlisinin yargılanmasını talep etmişti. Bu durum kamuoyunda Güler'in İçişleri Bakanı olmasının yadırganmasına neden oldu. Güler'in göreve geldiği gün ilk açık-laması: Güneydoğu'da barış güvercinleri
uçurtacağız!

Kürtler Türklerle eşit değil!
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, TBMM'de 'anadilde savunma'yı düzenleyen tasarı görüşülürken BDP'li Hasip Kaplan'a cevaben, 'Türk ulusuyla, Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz. Türkiye'de Kürt sorunu yoktur, Türkiye'de siz sorunu Türk sorunu yaptınız. Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız' dedi! Yoruma gerek var mı? Kanım dondu.

Samatya'da neler oluyor?
Samatya'da geçen aralık ayında 84 yaşındaki Maritsa Küçük, evinde bıçaklanarak öldürüldü.           6 Ocak'ta ayine giden bir kadın kaçırılmak istendi. Geçen hafta ise  86 yaşındaki Sultan Aykır evinin önünde saldırıya uğradı. Bu üç insanın ortak özellikleri Ermeni olmalarıydı. Samatya sakinleri tedirgin. Evimize gelip 'Ne zamandır buradasınız, hep burada mıydınız?', çocuklarımıza 'Din dersinde ne okuyorsunuz, Türkçeyi nerede öğrendin?' gibi sorular soruluyor diyorlar!
 

http://www.aksam.com.tr/delirmemek-ne-mumkun-8959y.html

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process