30.01.2013
Türkiye de dün ve bugün var olan yargı mekanizmasındaki egemen anlayış; Evrensel hukuk ve Türkiye Devleti'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin gerekliliklerinde uzak, hak ve adalet yerine devletin beka ve güvenliğini öncelemektedir. Bu anlayış, uzun bir dönemin ürünü olması dolaysıyla kötü bir alışkanlık olarak karşımıza çıkmıştır.
Yargı mekanizmasındaki egemen bu kötü alışkanlığın, Türkiye toplumuna faturası çok ağır olmuştur. İttihat Terakki'den günümüze kadar devletin muhaliflere karşı kullanmış olduğu en büyük ve masum! susturucu silah maalesef yargı mekanizması olmuştur.
Sisteme muhalefetiyle bilinen Said Nursi'yi Divan-ı harplerde yargılan zihniyet ile bugün sosyolog ve insan hakları savunucusu olan Pınar Selek'e müebbet hapis cezası veren zihniyetin yakın akraba olduğu yüz yıllık yargı uygulamalarımız tanıklık etmektedir.
Pınar Selek'e şahsına verilmiş olan bu ceza, aslında tüm erdemli insanlara verilmiş bir ceza olduğunu, bu kararın çürümeye yüz tutmamış vicdanlarda makes bulmadığını bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Evrensel hukuka ve Türkiye devletinin taraf olmuş olduğu uluslararası sözleşmelere uygun olmayan bu kararın Yargıtay tarafından bozdurularak, adalet ve hakkaniyetten uzak egemen alışkanlığın tasfiyesine, Pınar Selek'in özgürlüğe kavuşmasına vesile olmasını arzu ve ümit etmekteyiz.
AKSİYONER HUKUKÇULAR DERNEĞİ
http://www.ahud.org.tr/basinduyurusu3.php#.UQk-4R002BF
|
|