amargi'de bir toplantı. girdiğimde genç bir kadın konuşuyordu. çok güzel, dupduru, çok sade, çok sahici bir yüz. namuslu, samimi, dürüst, saf. derinlikli, ışıklı, gözler. aynı anda sakin ve bir o kadar coşkulu. aynı anda görmüş-geçirmiş bir bilge ve bir o kadar masum bir çocuk. merak ettim kim olduğunu. içerdeki bazı gözlemlerinden söz ediyordu. basından "bombacı", "mısır çarşısı bombacısı, "bombacı sosyolog" gibi tanımlamalarla belleğimde kalmış puslu fotoğraflar canlandı bellibelirsiz. "pınar selek mi yoksa" diye düşündüğümü hatırlıyorum çok da ihtimal vermeden, hafızama fazla güvenmeden. sonra anladım, netleşti, evet oydu, ta kendisi. inanamadım. nasıl olur? böyle bir kadın ve bomba. imkansız. daha önce nasıl da üzerinde durmadan okuyup geçmişim. nasıl ilgilenmemişim. merak etmemişim. genç bir kadın. bombacılık suçlamasıyla yargılanan genç bir kadın. neler yaşadı kimbilir. hiç bir şey yaşamamış gibiydi. öyle diri, öyle temiz, öyle neşeli. küsmemişti, insana inancını kaybetmemişti. ne korkmuş ne de geri çekilmişti. hiç bir şey olmamıştı. çok şey yapmışlar, ama hiç bir şey yapamamışlardı.
sonra bir kaç kez daha gördüm, dinledim. her defasında yeniden sevdim. yeniden hayran oldum. uzun uzun konuşmak istedim. kucaklamak, sarılmak. olmadı.
hiç bitmeyen bir işkence yapılan, sürekli, sistemli. yıldırmaya yönelik, canından bezdirmeye, vazgeçirmeye...
bitmeyen bir dava.. bozulan, yeniden başlayan..
ve son hüküm ağırlaştırılmış müebbed. (son değil elbet, son olmamalı, olmayacak, bu kadar insanın, her ırktan, her yaştan, her dilden, dinden, cinsiyetten insanın kalbi tek yürek olmuşken son olmayacak elbette. pınar gelecek aşkına, istanbul'una, toprağına, sokaklarına kavuşacak, özgürce salınacak, koşacak yollarında. bu defa gidip sarılacağım ona. sabahlara kadar süren uzun sohbetler yapacağız. )
bir kez daha gördük ki, ona reva görülene rağmen . hala çarpıyor kalbi. hala umutlu, hala inançlı, insana, dolayısıyla kendine olan inancı bitmiyor, artıyor hatta, gençler var çünkü, sosyoloji öğrencileri, umutla onlardan söz ediyor, 1. sınıflar, 2. sınıflar diyor, yani daha yolun başındakiler, yeniler, en gençler, "gördüm ki biz bu davayı kazandık aslında" diyor. kazandın pınar, kazandık, insan, insanlık kazandı, kazanacak, yok edemeyecekler seni, bir sevgi seli olup dalga dalga büyüdün, daha da büyüyeceksin. seni yok etmeye azmedenler bu sevgi selinde yok olacaklar..
Mualla Kavuncu