Cumhuriyet/Strasbourg- Avrupa Konseyi, Mısır Çarşısı’nda 15 yıl önce yaşanan ve 7 kişinin ölümü, 127 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan patlamayla ilgili yargılanan sosyolog Pınar Selek’e destek verdi. Avrupa Konseyi Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi İzleme Komisyonu’nun Türkiye raportörü Josette Durrie dün Selek’le bir süre görüşürken yarın yapılacak duruşma öncesi Selek’e destek için, doktora öğrencisi olduğu Strasbourg Üniversitesi’nde öğretim üyeleri bir saatliğine ders bırakacak. Selek, yarınki kritik duruşma öncesinde Strasbourg’da Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.

- Burada ciddi bir destek söz konusu. Avrupa Konseyi de seninle ilgileniyor...

SELEK: Fransa’da Türki-ye’deki olan hukuksuzluğa ilişkin müthiş bir reaksiyon var; buradaki insanlar son bir senedir, çalışmalarımla, araştırmalarımla, kitaplarımla tanıdıkları için, daha çok düşünce özgürlüğü çerçevesinde benimle birlikte. Rektörlük açıklama yaptı; üniversite, dört kişi gönderiyor 24’ündeki mahkemeye; biri rektör yardımcısı. Bu çok önemli, belediye başkan yardımcısı filan geliyor.

- Davet kimden geldi?

Davet, Türkiye raportöründen geldi. Onlar da şok geçirmiş durumda. Zaten ellerinde dosya var, biliyorlardı dosyayı, hâkimlerdi. Bana o yüzden çok fazla şey sormadılar. Duruşmanın detaylarını sormadılar, daha çok ne yapmak istediğimi, nasıl olduğumu vesaire sordular. Ben de dedim ki umutluyum, döneceğimi biliyorum, bu işin biteceğini biliyorum.

 

‘Sonunda döneceğim’

- Sonuç çıkar mı?

Bence olup biten her şey Türkiye içinde hallolacak. Her türlü desteğin yararı var sonuçta.

- Nasıl bir eylem öngörülüyor?

Perşembe günü 11.00 ile 12.00 arası ders bırakılıyor, saat 12.00’de hukuk fakültesinin önünde toplanıyor herkes, benim çevrem de, biz senin yanındayız, zaten üniversite dört kişi gönderdi, yanındayız; özellikle düşünce özgürlüğü, araştırma özgürlüğü kapsamında görülüyor bu olay.

- İlk kez galiba...

Bu Strasbourg Üniversitesi ta-rihinde ilk defa oluyor. O yüzden çok tarihsel bir şey. Ben buraya daha önce Server Tanilli için gelmiştim. Şimdi Strasbourg Üniversitesi’nin Türkiye’den ikinci bir araştırmacıya sahip çıkması, benim için çok tarihsel bir olay. Tarih yeniden tekerrür etmesin istiyorum tabii ki... Artık buna bir son verelim istiyorum.

- Bu neyin komplosu?..

Bu bir dönemin komplosu. 1998 çok ağır bir dönemdi, pek çok insan, pek çok gazeteci o dönem andıçlandı. Ben de onlardan biriyim. Benim üzerime biraz daha fazla geldiler. Ben daha büyük bir olayın kurbanı seçildim. Bu hukuk mücadelesinin çevresinde olan toplumsal dayanışma bu komployu yenecektir diye düşünüyorum.

- Mahkeme sonucu ne çıkarsa çıksın, Türkiye’ye dönecek misin?

Ben mahkeme sonucundan beraat bekliyorum. Ülkeme döneceğim eninde sonunda.