Pınar Selek
ŞAVK KÖŞESİ; Sahnedeki Oyun


Pazartesi, 21 Ocak 2013

 

Merhabalar;

Perşembe günü çarşı pazar ihtiyacımı gidermek için Samanpazarına indim. Uzun zamandan beri sıhhat meselelerim nedeni ile bir türlü ziyaret etmeye fırsat bulamadığım Kaos GL’yi de bu plana dâhil ettim.

Demirtepe’nin  50 yıl önce ki hallerini de bilirim. Ne tesadüftür ki Kaos GL’nin şu anki yerinde yıllar önce Nevide hanımlar ikamet ediyorlardı. Nevide hanım uzun yıllar başta Köy Enstitülerinde ve Gazi Eğitim Enstitüsünde olmak üzere köylünün, halkın sanat eğitiminde önemli rol oynamış çok kıymetli bir insandır. Kapıyı büyük bir nezaketle açan yeni dostum Gülüstan Hanım ile konuştuk önce. Beni Kuir festivalinin o akşam düzenlenecek olan açılış merasimine davet etti. Sonrasında da akşamki davette bir meddah temsili sergileyecek olan Esmeray Hanımefendi ile tanıştırdı beni.

Esmeray hanım tam bir halk sanatçısı. Duruşu ve sözleri ile aydınlığını sahne dışında da yansıtıyor. İki bardak ince belli çay içip muhabbet ettik. Bana yeni oyunu Bizim Atölye’den de bahsetti. Pek değerli aydınımız Pınar Selek’e yönelik karalama ve desiseleri anlatan bu oyun ümit ediyorum ki karanlık ellerin Pınar kızımız üzerine attığı bu perdeyi yırtan bir mızrak olur.

Hemen akşamında davetleri geri çevirmeyip Esmeray Hanım’ın temsilini izlemeye gittim. Salon oldukça dolu idi. Piyes beni maziye götürdü. Salonda oturan yabancı konukları da görünce Kemal Üstün’ün şu sözleri aklıma geldi“Günümüzde her yerde benimsenen ve beğenilen Millî Oyunlar ve Halk Türküleri; Köy Enstitülerinin yöreden yöreye taşıdığı hareketler, yaydığı seslerdir. ... Bu öncülüğü köy çocukları ve enstitüleri yapmıştır. Şimdi,
millî oyunlarımızın yurt içinde bizi bize; yurt dışında da bizi yabancılara tanıtmada büyük rolü bulunmaktadır.”

Esmeray hanımının andaçlık ettiği birçok hadise bana da çok şey kattı doğrusu. Ama en çok Pınar kızımız ile ilgili söyledikleri kafamda yer etti. Gece eve döndüğümde çok düşündüm. Ne bitmez çile bu kızın yaşadığı dedim kendi kendime.

Aynada saçımı tarar iken gözümde canlandı olaylar. Harbe karşı benliğini siper etmiş bir nefere aktarlar çarşısını bombaladı diyorlar ya işte bu pestenkeraniliğimizin inikâsıdır. İşte bu oyun “bizi” bize, “bizi” yabancılara anlatan milli bir oyundur. Bu oyunun da aktörleri, biz Köy Enstitülüler gibi gezdi Anadolu’yu. Işık yakmaya değil ocakları yıkmaya çıktılar ama. Şark mezralarında, vilayet sokaklarında sergilediler oyunlarını. Gazete ve mecmua sayfalarında, yeniden tertip ettikleri okul müfredatlarında yazdılar bu oyunlarını.

Pınar bu oyunları seyretmeyi reddedenlerdendi, ama dışarıda bırakmadılar onu. Cezalandırmayı matah sanan bir yönetmen misali en kötü rolü yıktılar üzerine. Olmayan bir bombayı patlattı dediler. 15 sene oldu, hâlâ biri diyor “bomba yok” diğeri diyor “olmasa da o patlatmıştır”. Senaryo hayli kabak tadında ama sahneden indiren yok.

Yok mu bu oyunu sahneden indirecek?

Seyirci bile yuhalar kötü oyunları,

Ki hala hepimiz tanığız … 

Hepinizi 24 Ocak 09.30’da Çağlayan Adliyesine bu oyunu sahneden indirmeye bekliyorum.

Fazilet Veresiye Dargınayrılmayalım'ın Makyaj: Rauf Kenan Arun, Fotoğraf: Galip Kürkcü

 

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=13267

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process