Elif Demirhan - Evrensel/Dortmund -27/11/2012

“Kadına Karşı Şiddete Hayır” etkinliğine Göçmen Kadınlar Birliği Başkanı Sidar Demirdöğen ve Yazar Pınar Selek katıldı.
İki dilli yapılan toplantının açılışına Mirabel kardeşlerin ölümü ve 25 Kasım’ın önemini anlatan bir dia ile başlandı. İranlı kadınlar, hazırladığı bir kısa filmle kayıp annelerinin mücadelesini anlattı.

Göçmen Kadınlar Birliği Başkanı Sidar Demirdöğen konuşmasında  kadınların hayatın her alanında sorun yaşadığını cinayetlere kurban gittiğini vurgulayarak, “Buna karşı durmayı, örgütlenerek, kendi haklarımıza sahip çıkarak başarabiliriz. Kadına karşı şiddete hayır diyor ve Pınar Selek için verilen hapis cezalarını da protesto ediyoruz. Pınar Selek üç gündür bize okumalar yapıyor. Selek,  alakasının olmadığı bir davada cezalandırılmak isteniyor” diye konuştu.

‘DİRENMEKTEN BAŞKA YOL YOK’

Etkinlikte konuşan Pınar Selek ‘Sürüne Sürüne Erkek Olmak’ adlı kitabından okuma yaparak neden böyle bir kitabı yazma ihtiyacı duyduğunu şöyle anlattı;  “Birincisi, özgürlük sembollerinden biri olan Hrant Dink’i öldüren bir gençti. Televizyonda  bu genç katili gördüğümde bana tanıdık gelmişti. Bunu bir yerlerden tanıyorum dedim. İşaret parmağını kaldıran genç katil, fabrikadaki işçilerin hak mücadelesinde, evdeki kadının üretim sürecine katılma isteğinde, mahalledeki kadının köleliğe başkaldırışında da bu adamın tehditkar kaldırdığı parmağı görmüştüm. Aslında ben bu adamı kişi olarak tanımam. Ama bu vücut dilini çok iyi tanırım. Benim sorunum bir ağacın yapraklarıyla uğraşmak değil, sorunun kökünü ortadan kaldırmaktır. Sevgili Hrant’ın eşinin dediği gibi bu katilden nefret etmiyorum. Asıl bir genci katil haline getiren düşünceden ve sistemden nefret ediyorum.”  

Sorunun sineği öldürmek değil, bataklığı kurutmak olduğunu söyleyen Selek, “Bataklık kapitalizmdir. Bilim somut bir olayın salt dışa vurumu değil, aynı zamanda fabrikada, okulda, mahallede evde yapılan baskının neden ve niçinlerini ortaya koymaktır. Marx’ın dediği gibi, “Her şey açık olsaydı bilime gerek kalmazdı” Kadınların üzerindeki şiddet salt bireyin ataerkil düşüncesi değildir. Bunu besleyen ve güç veren iktidarlardır” dedi.

Gelen sorular üzerine Selek, 14 yıldır davayla uğraştığını hatırlatarak, “Şiddete karşı mücadele eden bir insanı şiddetle cezalandırmak; bu devletin bir politikası. Bu davanın asıl nedeni  militarizme karşı mücadele eden insanları susturmaktır. Amacım militarist ve faşist düşüncelerin yıkılmasıdır. Bunun için de direnmekten başka yol yok.  Bu mücadelenin içinde yalnız kalmadım. Dayanışma beni ayakta tuttu” diye konuştu. (Dortmund/EVRENSEL)

http://www.evrensel.net/news.php?id=42050#.ULZ9WuSu2Oo.facebook