Pınar Selek
Hala Tanığız: “Mahkemeler, Savcılar ve Pınar”
26.11.2012 Hala Tanığız: “Mahkemeler, Savcılar ve Pınar” 25.11.2012

Derin bir offf çekiyoruz. Bir kabus bu, uyanmak istiyoruz.

Pınar Selek’in 14 yıldır yargılandığı davanın Perşembe günü görülen duruşması başlamadan önce bir terslik olduğunu sezmiştik. Biz saatlerce dışarıda beklerken mahkeme heyeti ve savcı, avukatları içeri almadan ne konuşuyorlardı acaba? Bu normal miydi? Sorduk, değilmiş. Avukatlar ve biz dinleyiciler içeri girdiğimizde mahkeme heyeti kararını açıkladı. Savcı karara şaşırdı. Niye ki? Yanlarındaydı zaten.

Avukatlar itiraz edene kadar neler olduğunu tam anlayamamıştık. “Mahkeme Yargıtay’ın kararına karşı beraatte direnme kararı verdikten sonra dosyadan el çekmiştir, verdiğiniz karar yok hükmündedir. Burada yaptığınız hukuki yanlışlıkla tarihe geçeceksiniz. Kararınızın biz içeri girmeden önce alınması doğru değildir. Usul hakkında beyanda bulunuyoruz. Esas hakkında gerek duyarsak ilerde tekrar beyanda bulunacağız…” Avukatlar durumu farklı açılardan anlattıkça neler olduğunu anlamaya başladık. Mahkeme heyeti hukuka aykırı bir karar vermişti, Pınar’ın avukatları bu duruma itiraz ediyordu.

İtirazlar ve zapta geçmeler devam ettikçe farkettik ki, mahkeme heyeti, bizim için anlaması ilk başta güç olsa da, aslında gayet iyi bildiği çok temel bir hukuk kuralını çiğniyordu. Haklarımız, yasalar, hukuk sistemi bize çok uzak ya, duruşmadan sonra sormak zorunda hissettik Pınar’ın avukatlarına. Bu çiğnedikleri hukuk kuralı, yasalarda yazılı olan bir şey mi, yoksa hani görgü kuralları gibi bir şey mi? Değilmiş. Mehkeme heyeti Ceza Muhakemesi Kanunu’na aykırı bir karar vererek kendi beraatte direnme kararını tekrar tartışmaya açmış, başka bir deyişle kendi kararını Yargıtay Genel Kuruluna değil kendine temyiz etmiş ve incelemeye almış. Yani yetki alanını aşmış.

Heyet başkanının bu duruşmaya geçici olarak atandığını, bir üyenin ise yeni atanmış olduğunu öğrenince taşlar zihnimizde oturmaya başladı. 14 yıl önce bu dava başladığında kimimiz üniversiteden yeni mezun olmuşken, kimimiz daha ilkokula gitmek üzereydik. Yaşça en küçüğümüz bile gazete okumaya, televizyondaki haberleri anlamaya başladığında Pınar Selek davasının rutin haberlerden olduğunu gördü. Avukatlarının “Bu dava hukuki değil, siyasi bir davadır” ifadelerini, savaş karşıtı biri olarak karşısında durduğu bir eylemle hiç bir delil olmadan ilişkilendirmesine rağmen zerafetle ayakta duruşunu, onunla ilgili mantık dışı karalama haberleri gördük. LGBT kimliklerimizle varolma arayışımız bizi toplumsal hareketlerle buluşturduğunda ise başta “Maskeler, Süvariler, Gacılar” olmak üzere yazdığı kitaplarla, masallarla, romanıyla, verdiği söyleşilerle, organize ettiği barışçıl eylemlerle karşılaştık. Onla tanıştık.

Neredeyse hepimiz ondan daha genciz. İçine çekildiği, kendi ifadesiyle “peşini bırakmayan bir kabus, büyük bir işkence, Kafkaesk bir bilim kurgu” devam ediyor. O ayakta. Biz yaşananlara tanık oldukça ayakta durmakta zorlanıyoruz. Adalet duygumuz incindi. Hakka, hukuka inancımız sarsıldı.

Gittiğimiz okullarda bize bu ülkeyi sevmemiz gerektiğini öğrettiniz. Sevdik, memleketimizi seviyoruz, ama sizin gerekçelerinize katılmıyoruz. Biz memleketimizi, yaşadığımız çevreyi, yaşamı, yaşamayı sevdiğimiz için, adalete, özgürlüğe, barışa ihtiyaç duyduğumuz için Pınar’ı içine çekmeye çalıştığınız kabusu kabul etmiyoruz.

Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process