Pınar’ın Mısır Çarşısı’nı patlattığına inanan tek bir kişi var mı, merak ediyorum. Mümkün mü böyle bir şey?
Pınar’ı bir kez gördüm hayatımda; bir zaman önce, Burgazada’da bir akşam yemeğinde... Uzun bir geceydi. Serince bir akşam, açık havada, beş kişiydik; keyifli, huzurlu bir gece. Pınar “Mahur Beste”yi söylüyordu... Sözlerini unutunca başa dönüp yeniden yeniden başlıyordu;
“Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız...”
O kadar güzel, o kadar sevimliydi ki, masanın dışına çıkıp cep telefonumla videoya çektim. Sonra vapurda birlikte Kadıköy’e geldik ve iskelede ayrıldık. Cebimde müziği, aydınlık yüzü, gülen gözleri, güzel duygulu sesi kaldı. Arayalım birbirimizi dedik ama aramadık. Öyle olur ya!
O zaman düşünmüştüm, hâlâ düşünüyorum, ne tuhaf bir senaryo bu?
Ne tuhaf bir senaryo... ve Pınar “bombacı” rolü için ne yanlış, ne kadar başarısız bir seçim.
Güldal Kızıldemir