Yüksek yargı denince ben sükûnetimi yitiriyorum. Kendi yaşadığım 40 yıllık tecrübe, bu kurumun mensuplarıyla ilgili bir değerlendirme yapacak kadar zengin.
Dün Pınar Selek’le ilgili düzenlenen toplantı ‘Yüksek Yargı’nın mantığını anlamamız bakımından çok çarpıcıydı. Süreci başından sonuna kadar tanıkları dinleyerek, bilirkişi raporlarını gözden geçirerek ve belgelere egemen olarak yürüten yargılama mahkemesi Pınar’ı iki kere beraat ettirdi. Yargıtay ise kendisini o mahkemenin yerine koyarak ‘karar’ yarattı. Pınar’ın ‘ömür boyu’ hapse mahkûm edilmesi gerektiğini mahkemenin önüne koydu.
Bu konuyu daha çok tartışacağız. Benim önümde bir genç kızın mektubu duruyor. Geçenlerde Batman’a gittiğimde karşılaştığımızı hatırlatıyor mektubunda. Mektubun önemli bölümlerini sizinle paylaşıyorum...
‘Örgüt üyeliği’ efsanesi bitmiyor
“Merhaba Oral Abi.
Sizi takip ettiğimiz kadarı ile çok iyi ve yorgun görünüyorsunuz. Umuyorum ki yorgunluğunuza değecek. Batman M. Tipi Kapalı Cezaevi A-5’ten kadın arkadaşlarımın size selamları var. ‘Oral abi de olmazsa kim anlar bizi’ diyorlar. Radikal’i okuyoruz sizin gibi değerli yazarlar olunca harf harf okuyoruz.
Oral Abi ben Nurcan Başak. Van Yüzüncü Yıl Üniv. son sınıf sosyal bilgiler öğretmenliğinde okuyordum. Sizinle Batman Hasankeyf Festivali’nde Kürt sorununun tartışıldığı panelde tanışmıştık hatta. ‘Oral abi’ demiştim. ‘Sizi sık sık görmek istiyoruz (Batman’da)’ demiştim. Fırsatım olursa gelirim demiştiniz. Örtülüydüm (şal örtüsü) gri bir örtü takmıştım. Panel sonunda sizi yakalamıştım. Şimdi de hüküm giymiş bir üniversite öğrencisiyim. 2008’de Eğitim-Sen’de kimi buldularsa alıp götürdüler. Somut, onları tatmin edecek bir suç eşkali, delili olmayınca biz 18 üniversite öğrencisini hunharca alıp cezaevine tıktılar. 2008’in kasım ayının 25’inde tahliye edildik, ilk mahkemede 6 kişi idik. 2009’un mart ayında mahkeme bizi örgüt üyesi yapıp 6 yıl 3 ay ceza verdi. Mahkeme süreci bitti. Yargıtay süreci başladı. Ve tuhaf gelecek 2010’un mayıs ayında da Yargıtay bizi suçlu buldu. Hepimizi cezalandırdı. Kimimiz öğretmen, mühendis, doktor, hemşire, (basın) iletişimci ve dahası.
Oral Abi Yunanistan’da ve diğer Avrupa ülkelerinde öğrenciler hükümet deviriyor. Peki biz ne yaptık? Kürt öğrenciler olmak mıydı suçumuz? Örgüt denilince aklımıza ilk gelen PKK’nin saflarında yer alan gerillalar geliyor, ya da DHKP’nin gerillaları. Bu ülkeye ve adaletine nasıl güveneyim artık. Hırsızlık yapmadık, adam öldürmedik neydi suçumuz? Malumunuz şimdi gündemde bir öğrenci affı dolanıyor.Ben de bu kapsama giriyorum ki daha okuldan atılmadım.Ancak cezaevinde mi okulu bitireyim? Ne büyük kargaşa ve çelişki.
‘Tek istediğim eğitimimi tamamlamak’
Hem öğrenci affı getiriyorsun hem de okutmuyorsun. Bu ülkenin gidişatına biz dur demek istiyoruz gel gör ki buna bile şans verilmiyor. Yumurta atmadım, taş da atmadım, pankart da açmadım... Tek istediğim şey eğitimimi tamamlamak. Benim gibi yüzlerce öğrenci var cezaevinde bulunup eğitimlerinden uzak kalan. Biz öğrencilerin ne günahı var Türk’ü, Kürd’ü, Arap’ı vs. Bize eğitim imkanı verilsin. Hem binbir ekonomik güçlükle okuyoruz hem de siyasi olarak eziliyoruz.
Oral Abi biz öğrencilerin abisi konumundasınız ve bizi en iyi anlayan sizlersiniz. Aydın Erdem’lerimizin, Ferzan Kurt’larımızın yaraları daha taze bizde. İkisi de öğrenciydi ve öldürüldü. Abi sizi buraya davet ediyoruz yazar kimliğinizle. Sizi görmek istiyoruz. Oral Abi bunlar için çok geç, ancak umutlarımız sönüyor günden güne.
Bir Allah’ın kulu yok mu Ümit Boyner gibi yürekli olan. Sizin 500 bin imza kampanyanızı beğendik ve takdir de ettik. Keşke diğer gazetelerin yazarları bu sorunu içselleştirmiş olsaydı. Neyse umarız bu ülkenin sorunları biter.
Oral Abi arada bir yazı yazıyorum süreçle alakadar. Kabul ederseniz gönderirim. Umudumuz sizlersiniz.
Eyüp Can, Murat Yetkin, C.Çandar, Süreyya ve diğer yazarlarınıza, Ertuğrul Mavioğlu’nu da unutmadan selam söylüyoruz, bekliyoruz.”
Bu yargı mantığıyla olmaz
Kimse bana, “onlar örgüt üyesiydi” demesin. Ben ‘örgüt üyesi’ kararlarının nasıl verildiğini en iyi bilenlerden birisiyim.
Yargı sistemi de, yüksek yargı mensuplarının ‘devlet-yurttaş’ ilişkisi konusundaki yaklaşımları da sorunlu. Birey hakları ve demokrasi temelinde gerçek bir değişiklik gerekiyor.
Oral Çalışlar
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1038912&Yazar=ORAL%20ÇALIŞLAR&Date=04.02.2011&CategoryID=97