Pınar Selek'in, 9 Şubat'ta İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşması var. Selek, Mısır Çarşısı'na bomba koymakla suçlanıyor. Buna mukabil, biri, 8 Haziran 2006, diğeri 23 Mayıs 2008 olmak üzere, 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nden iki defa beraat kararı aldı. Ama her seferinde Yargıtay bozdu. Demek 3. kez mahkemenin önüne çıkıyor. Selek'in arkasında, onu destekleyen büyük bir kamuoyu mevcut. Türkiye'de, tabulara dokunan insanların hedef haline getirildiği biliniyor. Bu yüzden, Selek'in 1997 tarihli Kürt sorunu üzerinde yaptığı bir araştırma dolayısıyla okkanın altına gittiğini düşünenlerin sayısı az değil. Selek, şiddet ortamının doğma sebeplerini, "milli güvenlik siyaseti"nin dışında analiz etmeye çabalamıştı. Bu yüzden başı derde girdi. 11 Temmuz 1998'de gözaltına alındığında, ondan, araştırmayı yaparken görüştüğü kişilerin isimlerini vermesi istendi. Örgüte yardım ve yataklık suçundan dava açıldı; Ümraniye cezaevine gönderildi. Beyoğlu'nda kurduğu "Sokak Çocukları Atölyesi"nde çok sayıda bombanın ele geçirildiği ileri sürüldü; ama bu iddialar fos çıktı. Fakat Selek, Ümraniye cezaevinde tutukluyken, 1.5 ay önce, 9 Temmuz'da meydana gelmiş olan Mısır Çarşısı patlamasıyla ilişkilendirildiğini televizyondan öğrendi. Bu ilişki, Abdülmecit Öztürk isimli bir şahsın "Mısır Çarşısı'na Pınar Selek ile bomba koyduk" şeklindeki polis ifadesine dayandırılmıştı. Ama daha sonra Abdülmecit Öztürk, poliste işkence gördüğünü, aslında Pınar Selek'i tanımadığını açıkladı. *** 1998, birçok aydının aleyhine andıçlar düzenlenen bir yıldı. Şemdin Sakık'ın sözde iddialarına dayandırılarak, bazı Kürt politikacıların, Fazilet Partisi'nin, birçok gazetecinin, gazete manşetlerinden teşhir edildiğini hatırlıyoruz. Dava dosyasına hâkim olmadığım için, burada bir hüküm verecek değilim ama tanıdığımız derin devletin, kendine göre suçlu ilan ettiği bir insanı, çeşitli tertiplerle imha etmeye kalkıştığını da bilenlerdenim. http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ilicak/2011/02/05/pinar_selek_derin_devlet_magduru_mu