28 Ocak 2011
Mısır Çarşısı’ndaki patlamayla ilgili davada iki kez beraat etmesine karşın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun aleyhte bozma kararı nedeniyle, 9 Şubat’ta yeniden yargılanacak olan sosyolog Pınar Selek için “Hâlâ Tanığız Platformu” harekete geçti.
Pınar’ın masumiyetine inananların başında bugün hayatta olmayan sevgili Duygu Asena geliyordu. Duygu’yla Milliyet’teki odalarımız yan yanaydı. Selek’in de yargılandığı davayla ilgili ne zaman bir gelişme olsa, odaya koşar ve haksız suçlamalara isyan ederdi.
Dava giderek bir “hukuk cinayeti”ne dönüşmekte.
Mısır Çarşısı’ndaki patlama 9 Temmuz 1998’de meydana gelmişti.
Bir “kan davası” gibi 13 yıldır Pınar Selek’in peşini bırakmayan yargılama sürecini özetlemek için 1997 yılına uzanmak gerekiyor:
“Genç bir sosyolog ve aktivist olarak sokak çocukları, travestiler gibi toplumun dışlanan kesimleriyle ilgilenen, Kürt sorunuyla ilgili araştırmalar yapan Selek, 11 Temmuz 1998’de Emniyet Müdürlüğü’nce gözaltına alındı. Ağır işkence gördü. Araştırmasına el konuldu. İçeriği doğru olmayan sahte tutanaklar düzenlendi. Tutanaklarda, patlayıcı madde imalinde kullanılan malzemeler, sokak çocukları için kurduğu atölyede bulunmuş gibi yansıtıldı.
Ümraniye Cezaevi’nde tutukluyken, bir buçuk ay önce meydana gelmiş Mısır Çarşısı patlaması ile ilişkilendirildiğini televizyon ekranlarından öğrendi.
Oysa 9 Temmuz 1998’de meydana gelen Mısır Çarşısı patlamasından 2 gün sonra ve patlama ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın yapıldığı bir süreçte gözaltına alınan Pınar Selek’e, patlama ile ilgili tek bir soru dahi sorulmamıştı. Bu durum, Pınar Selek’in üzerine yıkılmak istenen bir komployla karşı karşıya olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmaktaydı.
Polis olay yeri raporlarında ‘Bombaya ait herhangi bir bulgu yok’ dendi. Suçlamaya tek dayanak olarak örgüt üyesi Abdülmecit Öztürk’ün ‘Mısır Çarşısı’na Pınar Selek ile bomba koyduk’ şeklindeki polis ifadesi gösterildi.
Sanıklar duruşmada ağır işkence gördüklerini, Pınar Selek’i tanımadıklarını açıkladılar. Mahkemenin tayin ettiği üç uzman profesörün raporunda da patlamanın, tüp gaz kaçağından olduğu tescil edildi.
İki kez beraat etmesine karşın Yargıtay kararı bozdu.”
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 9 Şubat’ta yeniden ve bir kez daha “adalet” arayacak.
Pınar Selek’in mağduriyetinin artarak devam etmesine yol açan dava; şimdiden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı.
Beyoğlu’nda bir atölyede toplumdan dışlanmış, suça itilmiş insanları kazanmaya çalışırken adı “bombacı”ya çıkan Pınar Selek, onca yıldır uğradığı haksızlığı “Anti militarist bir araştırmayı bombaya dönüştürdüler” diye açıklıyor.
Sevgili Duygu gibi ben de Pınar’ın masumiyetine hep inandım. Umarız dava “beraat”la sonuçlanır.
Derya Sazak
[email protected]
http://www.milliyet.com.tr/pinar-selek-icin/derya-sazak/siyaset/yazardetay/28.01.2011/1345074/default.htm
|
|