Ninemin acılarla kıvrılmış yüzü miniminnacıktı ve herşeyi unutsanız bile yüz çizgileri arasından bir havai fişek gibi renk renk gülen gözlerini unutmak mümkün değildi. Çok geçti üzerinden... Ninemin "özlü deyişlerinin" gülmece konusu olarak dilden dile dolaştığını söylediler. Onunla, ayrıldıktan yıllar sonra bir kez daha tanıştım böylece. Bıraktığı derin izle karşılaştığımda, insanın ayla dansı sürüyordu.
Aya ayak basılması işine pek taraftar değilmiş gibi "kurcaliler kurcaliler sonunda paşumuza düşircekler da!" dediğini yıllar sonra köy kahvesinde gençlerin ağzından dinlediğimde iki derin çukurun içinden geleceğe uzanan gözlerini hatırlamıştım.
Anlaşılan ninem, ayı başımıza düşürecek olanların onu kurcalayabilecek olanlardan çıkabileceğini ifade etmişti. Ay başımıza henüz düşmedi. Sanıyorum bunun nedeni, Pınar'ın davasına bakan sistemin, ayı kurcalama işinde henüz kullanılmaması.
Bu sistem Pınar'ın suçlu olduğuna karar verebilir çünkü, mühür onda.
Fakat bizi buna inandırmak istiyorsa önce kendi suçsuzluğunu ispat etmek zorunda.