Pınar Selek
Pınar’ı Geri Çağırmak…

Cihan AKTAŞ

 

Pınar Selek’in Almanya’da süren macerası üzerine düşündükçe, bize o kadar kolay güven telkin etmeyen kimi kurumların, mesela mahkemelerin, medyanın ya da, hakikatten de çok az şeye güç yetiren kurumlar ve yapılar olmakta kararlı olduklarına emin oluyorum. Kafka da yaşasaydı, “Dava”sını yazarken hiç de abartmadığına emin olurdu, Pınar’ın davası üzerinden.  Suçlu yok, ama dava dosyalarının oluşturduğu izlenimler yığınından kaynaklanan sürekli bir baskı, bir tehdit,  nerede ne yapacağı belirsiz karanlık bir karışma iradesi…

Diğer tarafta tam anlamıyla insan olma, özgür insan olma, insanca gelişme ve geliştirmeye çalışma çabasına karşı dehşetli bir gözdağı halinde hukuki  platformdan  tecrit edilmeye çalışılıyor, Pınar’ın  toplumsal duyarlığı olan insanlara özgü konumu. Suçlu olursun ya da tamamen masum olduğun ilan edilir de kendi kabuğuna çekilerek de olsa yaşamaya çalışırsın. Suçlu olduğu kanıtlanamayan Pınar, belki de kabuğuna çekilmeyecek bir çetin ceviz olduğu için, gizli kapaklı yollarla  suçla ilişkilendirilen mayınlı bir zeminde yaşamaya zorlanmakta. Bunun alternatifi ise sanki gönüllü sürgündür; Ahmet Kaya’nın yaşadığı gibi. Severek terk etmek hiç kolay değildir oysa; üstelik bir de masumsan. Ayrıca masumken  bir suçlu gibi terk etmeye zorlanmanın ağırlığını da ancak yaşayanlar anlatabilir.

Pınar’ın sevecen ve iyi yürekli, özverili bir insan olmanın bedelini  bu şekilde ödemesine seyirci kalmak, çocuklarımıza suç olanla olmayanın karıştığı, masumiyetin ise anlamsızlaştığı bir dünya, cehennemden beter bir dünya bırakmakla aynı şey.  Adını yüksek sesle haykırarak onun için güvenli bir koridor oluşturabiliriz gibi geliyor bana.  Hangi suç nedeniyle vatanından ayrılmaya zorlandığını sormaya devam ederek, Pınar’ı  yaşamak istediği topraklara geri çağırmalıyız.

 

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process