Pınar Selek
Yargıtay Genel Kurulu’nun gerekçesi çürük


Hüseyin Deniz

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Mısır Çarşısı davasında iki kez beraat eden Sosyolog Pınar Selek hakkında verdiği “yeniden yargılansın” kararına gerekçe yaptığı dayanakların, 8 yıl süren mahkemede çürütülmüş olması, yüksek mahkemenin davaya ve dosyaya hukuki çerçevede yaklaşmadığını ortaya koyuyor.  Kararın, kamuoyunda şok etkisi yaratmasının en önemli nedeni olarak da bu gösteriliyor. İşkence altında ve müdafi olmadan alınmış ifadelerin Yüksek Mahkemece esas alınması, hukuka olan güveni ve adalet beklentisini en aza indiriyor. 
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, Mısır Çarşısı davasında, Sosyolog Pınar Selek için iki kez beraat veren yerel mahkemenin kararı yerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin bozma kararından yana tutum almasına dair gerekçeler, 23 Kasım 2010 tarihli gazetelerin ve internet haber sitelerinin en önemli haberleri arasında yer aldı.
Gerekçelerin 2010 Eylül‘ü başında basına yansımasına rağmen, kararın şimdi yankı uyandırması dikkat çekerken, haberlerin birçoğunda, davanın sonuçlanmış gibi yansıtılması, hala devam eden bir dava açısından zorlama ve kamuoyunu yanlış bilgilendirici oldu.
Haberlerin içerikleri ise başlıklara göre daha objektif olmakla birlikte, içerikte de davanın artık sona erdiği ve Pınar Selek’in ceza aldığı yazıldı. Buna karşın kimi basın yayın organları ise, Pınar Selek ve avukatlarının, davanın bitmediği bu konudaki hukuki mücadelenini sonuna kadar zorlanacağını içeren görüşlerini öne çıkararak, daha dengeli bir haber sundu.

Zorlama bir karar

Pınar Selek ile aynı zamanda avukatı olan babası Av. Alp Selek, Yargıtay Genel Kurulu’nun verdiği kararın son olmadığını, davanın yerel mahkemede yeniden görüleceğini, iki kez beraat kararı veren mahkemenin buna sahip çıkacağına inandıklarını dile getirdi. Pınar Selek ve babası Alp Selek, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararını eleştirirken, ortaya konulan dayanakların daha önce çürütüldüğünü hatırlaratak, kararın hukuki olarak da ne kadar zorlama bir karar olduğuna dikkat çektiler.

Yargı alarm veriyor
Daha da önemlisi yargının en tepesinde bulunan adaleti, hak ve hukuk sağlamakla görevli bir yargı organı, karar verirken, sadece işkence altında alınmış (mahkeme huzurunda reddedilmiş) ifadeleri esas alıyor. Yine tek kelime Türkçe bilmeyen, okuma yazması olmayan yaşlı bir kadının parmak basma yoluyla alınmış ifadesinin geçersiz olduğu mahkeme sürecinde ortaya çıkmasına rağmen, Yargıtay Genel Kurulu, bu sahte ifadeyi gerekçe olarak yazıyor. Sadece bu örnekler bile, Türkiye’de hukukun geldiği nokta açısından, büyük bir endişe yaratıyor.

Kendi yolunda ilerlemeye devam
Bütün bu hukuk skandallarına karşın, üretmekten ve düşünsel yol alışından taviz vermeyen, çeşitli aktivitelerinin yanında, Strasbourg Üniversitesi’nde de siyaset bilimi doktorasına başlayan Pınar Selek, Mısır Çarşısı davasından beraat ettikten bir süre sonra bir romanını yazmak üzere PEN’in davetlisi olarak Almanya’ya geldi. Bu dönemde,  Almancaya çevrilen “Sürüne Sürüne Erkek Olmak” kitabı ile Almanya kamuoyunun dikkatin içeken Pınar Selek,  kitabın içeriğine ilişkin onlarca panel ve etkinliğe katıldı. Selek’in maruz kaldığı adaletsizliğe tepki gösteren PEN Almanya Merkezi’nin Pınar Selek ile dayanışma amacıyla başlattığı imza kampanyası 6 bini aştı. Bu imzaların önemli bir bölümü Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa’daki aydın, yazar, sanatçı, gazeteci, siyasetçiler ait.



Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process