Geçtiğimiz hafta sonu Paris’e resmi ziyarette bulunan başbakan yardımcısı Bülent Arınç önce UNESCO Genel Merkezi’nde, ardından da Pazartesi günü Paris Siyasal Bilgiler Okulu’nun Uluslararası İncelemeler ve Araştırmalar Merkezi CERI’de birer konuşma yaptı. Her iki toplantı da protesto gösterilerine hedef oldu. Önce Bahçeşehir Üniversitesi ile UNESCO’nun işbirliği ile 14 Nisan’da gerçekleştirilen “Kültürler Arası Köprüler - Batıya Doğru Akan Nehir” konferansı sırasında Doğu Perinçek ve Atatürk posterleriyle ayağa kalkan bir grup, “Yeminler edildi, yıkılacak Silivri” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla konuşmayı böldüler.
 
Ertesi günkü protesto ise bizce daha anlamlıydı. Siyasal Bilgiler Okulu’nun araştırma kurumu CERI’de “Türkiye’nin değişim sürecinde İnsan Hakları Sorunu” adlı konferansta Türkiye’nin bu alandaki “muhteşem gelişmelerini” sıralayan Arınç, bazı alanlarda Fransa’dan bile ileride olduğumuzun altını çiziyordu! Konuşması biterken, Fransa’daki “Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi”nden bir grup Türkiyeli öğrenci, Fransızca “KESK’e özgürlük” pankartı açarak Arınç’ı protesto etti. “Türkiye’de 2000’den fazla öğrencinin tutuklu olduğunu” dile getiren protestoculara hitaben Başbakan yardımcısı, “okudum, liberté’yi ve KESK’i anladım, indirebilirsiniz” demekle yetinmiş, korumalar öğrencilerin üzerine yürüyünce de, salondaki dinleyicilerin tepkilerini alınca geri çekilmek zorunda kalmışlardı.
 
İkinci protestonun daha anlamlı olmasının birkaç nedeni var. Öncelikle siyaset biliminin en prestijli okulundan konuşmacı olarak geçen Türkiyeliler arasında bugüne kadar birçok değerli aydınımızın ismini saymak mümkün. Öte yandan, katılımcı kitlesinin içinde sadece bilgili ve ilgili Türkiye uzmanları değil, aynı zamanda Fransa’da sözü dinlenen akademisyenler de vardır. Ancak bizce daha önemli fakat buruk bir nedeni daha var. Aynı kurum, bundan tam iki yıl önce Pınar Selek’i ağırlamıştı. Pınar “Türkiye’de Erkek Olmak-Hegemonya ve Baskılar” adlı bir konferans vermişti. Salonda bulunanların çoğu, Pınar’ın ismine gelmişler, konuşmasını bitirdikten sonra tartışmalar ve soru cevap kısmının hemen hepsi Türkiye’de İnsan Hakları ihlallerine, baskılara ve özellikle de “Pınar Selek davası”na odaklanmıştı. Burada vicdani redden, cinsel kimlik sorunlarına, demokratik haklardan, araştırma özgürlüğüne tüm konularda Türkiye’deki baskı ortamını mikroskop altına alıp tartışma fırsatı bulmuştuk.
 
Ve ne yazıktır ki aynı CERI’de bu baskı rejiminin mimarlarından biri ağırlanıyor, üstelik alay edercesine “İnsan Hakları” çerçevesinde iktidarın bu konudaki müthiş (!) gelişmelerini dile getirmek üzere kürsü veriliyordu. Yanlış anlaşılmasın, elbette ki Arınç ve diğer iktidar sözcülerinin her platformda konuşma özgürlüğüne saygımız sonsuz. Ve tabii ki gerçekten demokratik dönüşüm sürecinin ancak ve ancak sağlıklı tartışmalarla mümkün olduğuna inancımız tam. Ancak iki sene arayla aynı salonda aynı konuların çok farklı şekilde ele alınışını izlemek acı veriyor. Zira Arınç ve iktidarın diğer neferleri, bu salonda özür dileyerek Pınar’ı yaşattıkları cehennemden kurtardıklarını müjdeleseydi, o zaman konuşmanın, başlığının ve Arınç’ın buradaki varlığının bir anlamı olurdu. Pınar Selek’e ve fikirlerinden, bilimsel, siyasi çalışmalarından ötürü baskıya ve haksızlığa maruz kalan tüm mağdurlara sahip çıkmayanların İnsan Hakları üzerine vaaz vermesi kelimenin tam anlamıyla “tabiata aykırı”.
 
Oysa Pınar Selek’e destek veren, sahip çıkanlar yıllardır var. Hem de sadece Türkiye’de değil, Fransa başta tüm Avrupa’da ve dünyada. Bunlardan birkaçı 20 Nisan Cumartesi günü Cezayir Restoran’da düzenlenecek “Akademide Özgürlük, Siyasette İrade, Yargıda Adalet-Pınar Selek’in Mücadelesinin düşündürdükleri” adlı sempozyumda olacak. Şu anda doktorasını tamamlamakta olduğu Strasbourg Üniversitesi’nin rektör yardımcısı, Pınar’ın her duruşmasını izleyen Uluslararası İnsan Hakları Dernekleri Federasyonu (FIDH) avukatı, Türkiyeli akademisyenler, gazeteciler ve yazarlar, kısacası Pınar’a başından beri ve hala sahip çıkanları dinlemek için biz dostları Cezayir’de olacağız. Ya siz?

(Sempozyum programı için bakınız: http://www.pinarselek.com/public/page_item.aspx?id=2046)

http://www.birgun.net/writer_index.php?category_code=1271849063&news_code=1366188500&year=2013&month=04&day=17#.UW-wpIJD0Rd