Pınar Selek
Tüm yüreğimle adalet ve hakkaniyet diliyorum.

Pınar Selek’i ilk kez Amargi’de, Sevgi Soysal için düzenlenen bir söyleşide gördüm. O sıralar “özgürlüğe süreli de olsa kavuşmuştu”, özlemini çektiği, hayalini kurduğu.. O gün, yaşadığı onca şeye rağmen gözlerinin içinin hala gülebildiğini fark ettim ; mutlu oldum…

O güne kadar bir sosyoloji öğrencisi olarak Pınar Selek’in başına gelen tüm fecaatlerin tanığıydım, her daim “bu kadarı da olmaz “ diyordum. O söyleşinin ardından gidip kendimi tanıtmak, o mücadelede yanında olduğumu, yaşadığı her şey için ne kadar üzgün olduğumu belirtmek ve değerli çalışmalarını bir sosyoloji öğrencisi olarak gıpta ile takip ettiğimi söylemek istedim ama dile gelemedim.

Dile gelemememin sebebi ona karşı duyduğum mahcubiyetti. O kadar çok elemi sırtlamıştı ki “size tüm yaşatılanlar için çok üzgünüm” diyebilmek bile yaşadığı onca şeyin yanında dalga geçmek gibi geliyordu…

Ben ise hala tanığım ve o mahcubiyeti hala hissediyorum. İmza vermek, bu hak arayışının savunuculuğunu yapmak, tüm bu sürece tanık olup ses çıkarmaya çalışmak bile insana “eli kolu bağlı” olduğu duygusunu hissettirmeyi engelleyemiyor, bu duygu da mahcubiyeti arttırıyor. Tüm yüreğimle adalet ve hakkaniyet diliyorum. Bu davanın iki gözü olduğunu düşünüyorum, birisi hakikat, diğeri vicdan.. O iki gözden bakınca aslında bunca yıldır saklanan adaletin yerinin aydınlatılacağına inanıyor ve Pınar Selek’in gözlerinin içinin hep gülmesini diliyorum.


Nayat Karaköse

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process